Mesnevî-i Nûriye | Zühre | 170
(149-179)

ON ÜÇÜNCÜ NOTA: Medâr-ı iltibas olmuş beş mes’eledir.

Birincisi: Tarîk-ı Hakta çalışan ve mücâhede edenler, yalnız kendi vazifelerini düşünmek lâzım gelirken, Cenâb-ı Hakk’a âid vazifeyi düşünüp, harekâtını ona binâ ederek hatâya düşerler.

EdebüdDin vedDünya Risâlesi’nde vardır ki: Bir zaman şeytan, Hazret-i İsa Aleyhisselâm’a i’tirâz edip demiş ki: “Mâdem ecel ve herşey kader-i İlâhî iledir sen kendini bu yüksek yerden at, bak nasıl öleceksin.”

Hazret-i İsa Aleyhisselâm demiş ki:

Yâni: “Cenâb-ı Hak abdini tecrübe eder ve der ki: “Sen böyle yapsan sana böyle yaparım, göreyim seni yapabilir misin?” diye tecrübe eder. Fakat abdin hakkı yok ve haddi değil ki, Cenâb-ı Hakk’ı tecrübe etsin ve desin: “Ben böyle işlesem, sen böyle işler misin?” diye tecrübevârî bir sûrette Cenâb-ı Hakk’ın Rubûbiyetine karşı imtihan tarzı sû-i edebdir, ubûdiyete münâfidir.”

Mâdem hakîkat budur. İnsan kendi vazifesini yapıp Cenâb-ı Hakk’ın vazifesine karışmamalı.

Meşhurdur ki: Bir zaman İslâm kahramanlarından ve Cengiz’in ordusunu müteaddit def’a mağlûb eden Celâleddin-i Harzemşah harbe giderken, vüzerâsı ve etbâı ona demişler:

“Sen muzaffer olacaksın, Cenâb-ı Hak seni galip edecek.”

O demiş:

“Ben Allah’ın emriyle, cihad yolunda hareket etmiye vazifedarım, Cenâb-ı Hakk’ın vazifesine karışmam; muzaffer etmek veya mağlûb etmek onun vazifesidir.”

Dinle
-