Tılsımlar Mecmuası | Yirmi Sekizinci Sözün İkinci Suâlinin Cevabındaki | 140
(135-143)
سُبْحَانَكَ بِجَمِيعِ تَسْبِيحَاتِ جَمِيعِ مَخْلُوقَاتِكَ وَبِاَلْسِنَةِ جَمِيعِ مَصْنُوعَاتِكَ der.
Bütün mevcudatı kendi hesabına söyletirir.Hem: اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مَحَمَّدٍ بِعَدَدِ ذَرَّاتِ الْكَائِنَاتِ وَمُرَكَّبَاتِهَا der.Herşey nâmına bir salâvat getirir. Çünki: Herşey, Nur-u Ahmedî (A.S.M) ile alâkadardır. İşte, tesbihatta, salâvatlarda hadsiz adetlerin hikmetini anla.
Üçüncü Meyve: Ey nefis! Az bir ömürde hadsiz bir amel-i uhrevî istersen ve herbir dakika-i ömrünü, bir ömür kadar faideli görmek istersen ve âdetini ibadete ve gafletini huzura kalbetmeyi seversen, Sünnet-i Seniyyeye ittiba et. Çünki: Bir muamele-i şer'iyye tatbik-ı amel ettiğin vakit, bir nevi huzur veriyor. Bir nevi ibadet oluyor. Uhrevî çok meyveler veriyor. Meselâ: Birşey'i satın aydın. İcab ve kabul-ü şer'iyyeyi tatbik ettiğin dakikada, o âdi alış verişin bir ibadet hükmünü alır. O tahattur-u hükm-ü şer'î bir tasavvur-u vahy verir. O dahi, Şârii düşünmekle bir teveccüh-ü İlâhî verir. O dahi, bir huzur verir. Demek Sünnet-i Seniyye tatbik-i amel etmekle bu fâni ömür, bâki meyveler verecek ve bir hayat-ı ebediyyeye medar olacak olan faideler elde edilir.
فَاَمِنُوا بِاللهِ ورَسُولِهِ النَّبِيِّ الاُمِّيِّ الَّذِى يُؤْمِنُ بِاللهِ وَكَلِمَاتِهِ وَاتَّبِعُوهُ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ fermânını dinle. Şeriat ve Sünnet-i Seniyyenin ahkâmları içinde cilveleri intişar eden Esmâ-i Hüsnânın herbir isminin feyzi tecellisine bir mazhar-ı câmi' olmağa çalış...
Dördüncü Meyve: Ey nefis! Ehl-i dünyaya, hususan ehl-i sefahete, hususan ehl-i küfre bakıp, sûrî zînet ve aldatıcı gayr-ı meşrû lezzetlerine aldanıp taklid etme. Çünki: Sen onları taklid etsen, onlar gibi olamazsın. Pek çok sukut edeceksin. Hayvan dahi olamazsın. Çünki: Senin başındaki akıl, meş'um bir âlet olur. Senin başını daima dövecektir. Meselâ: Nasıl ki, bir saray bulunsa, büyük bir dairesinde büyük bir elektirik lâmbası bulunur. O elektrikten teşa'ub etmiş ve onunla bağlı küçük küçük elektrikler, küçük menzillere taksim edilmiş. Şimdi birisi o büyük ellektrik lâmbasının düğmesini çevirip ziyayı kapatsa, bütün menziller derin bir karanlık içine ve bir vahşete düşer. Ve başka sarayda büyük elektrik lâmbasıyla merbut olmıyan küçük elektrik lâmbaları, her menzilde bulunuyor. O saray sahibi büyük elektrik lâmbasının düğmesini çevirererek kapatsa, sair menzillerde ışıklar bulunabilir. Onunla işini görebilir. Hırsızlar istifade edemezler.
Ses Yok