Hem Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, ya Resûlullahtır ve bütün Resûllerin ekmeli ve bütün mahlûkatın efdalidir veyahut -hâşâ yüzbin defa hâşâ!- Allah’a iftira ettiği ve Allah’ı bilmediği ve azabına inanmadığı için itikadsız, esfel-i safilîne sukut etmiş bir beşer farzetmek (Haşiye) lâzımgelir ki: Bu ise ey İblis! Ne sen ve ne de güvendiğin Avrupa feylesofları ve Asya münafıkları bunu diyemezsiniz ve diyememişsiniz ve diyemeyeceksiniz ve dememişsiniz ve demeyeceksiniz. Çünki: Bu şıkkı dinleyecek ve kabûl edecek dünyada yoktur. Onun içindir ki, güvendiğin o feylesofların en müfsidleri ve o Asya münafıklarının en vicdansızları dahi diyorlar ki: “Muhammed-i Arabî (A.S.M.) çok akıllı idi. Çok güzel ahlâklı idi.” Mâdem şu mes’ele iki şıkka münhasırdır ve mâdem ikinci şık muhaldir ve hiçbir kimse buna sahib çıkmıyor ve mâdem kat’î hüccetlerle isbat ettik ki, ortası yoktur. Elbette, bizzarure senin ve hizb-üş-şeytanın rağmına olarak, bilbedâhe ve bihakkalyakîn, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm Resûlullahtır ve bütün Resullerin ekmelidir, bütün mahlûkatın efdalidir.
Haşiye: Kur'an-ı Hakîm, kâfirlerin küfriyâtlarını ve galiz tâbiratlarını ibtal etmek için zikrettiğine istinaden, ehl-i dalaletin fikr-i küfrîlerinin bütün bütün muhaliyetini ve bütün bütün çürüklüğünü göstermek için şu tâbiratı farz-ı muhal sûretinde titreyerek kullanmağa mecbur oldum.