bizzarure hak ve hâlis ve sâfi hakikat ve gayet doğru ve pek ciddî olmak lâzım gelen bir kitabı; kendi evsafının ve tesiratının ve envarının zıddıyla muttasıf tasavvur edip, -hâşâ sümme hâşâ!- bir sahtekârın tasniat ve iftiralarının mecmuası nazarıyla bakmak; sofestaîleri ve şeytanları dahi utandıracak ve titretecek şenî’ bir hezeyan-ı küfrî olmakla beraber; izhar ettiği din ve Şeriat-ı İslâmiyyenin şehadetiyle ve müddet-i hayatında gösterdiği bilittifak fevkalâde takvâsının ve hâlis ve safi ubûdiyyetinin delaletiyle ve bilittifak kendinde görünen ahlâk-ı hasenenin iktizasıyla ve yetiştirdiği bütün ehl-i hakikatın ve sahib-i kemâlâtın tasdikiyle en mu’tekid, en metin, en emin, en sadık bir Zâtı; -hâşâ sümme hâşâ! Yüzbin kere hâşâ!- itikadsız, en emniyetsiz, Allah’tan korkmaz, bir vaziyette farzetmek; muhalâtın en çirkin ve menfur bir sûretini ve dalaletin en zulümlü ve zulümatlı bir tarzını irtikâb etmek lâzımgelir.
ELHASIL: Ondokuzuncu Mektub’un Onsekizinci İşaretinde denildiği gibi; nasıl kulaklı âmi tabakası i’câz-ı Kur’an fehminde demiş: Kur’an, bütün dinlediğim ve dünyada mevcûd kitablara kıyas edilse, hiçbirisine benzemiyor ve onların derecesinde değildir. Öyle ise ya Kur’an, umumunun altındadır veya umumunun fevkinde bir derecesi vardır. Umumun altındaki şık ise, muhal olmakla beraber, hiçbir düşman hattâ şeytan dahi diyemez ve kabûl etmez. Öyle ise Kur’an, umum kitabların fevkindedir. Öyle ise mu’cizedir.
Aynen öyle de, biz de ilm-i usûl ve fenn-i mantıkça sebr ve taksim denilen en kat’î bir hüccetle deriz: Ey şeytan ve ey şeytanın şâkirdleri! Kur’an, ya arş-ı âzamdan, ism-i âzamdan gelmiş bir kelâmullahtır veyahut -hâşâ sümme hâşâ! Yüz bin kerre hâşâ!- yerde sahtekâr ve Allah’tan korkmaz ve Allah’ı bilmez, itikadsız bir beşerin düzmesidir. Bu ise ey şeytan! Sâbık hüccetlere karşı bunu sen diyemedin ve diyemezsin ve diyemeyeceksin. Öyle ise bizzarure ve bilâ-şüphe Kur’an, Hâlık-ı Kâinat’ın kelâmıdır. Çünki; ortası yoktur ve muhaldir ve olamaz. Nasılki kat’î bir sûrette isbat ettik. Sen de gördün ve dinledin.