Mesnevî-i Nûriye | Katre | 51
(50-75)

(Bu Risâle, Dört Bab ile bir Hâtime ve bir Mukaddeme üzerine tertib edilmiştir.)

Mukaddeme

Kırk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnız dört kelime ile dört kelâm öğrendim; tafsilen beyân edilecektir. Burada yalnız icmâlen işâret edilecektir. Kelimelerden maksad: Ma’na-yı harfî, ma’na-yı ismî, niyet, nazardır. Şöyle ki:

Cenâb-ı Hakk’ın mâsivasına (yâni kâinata) ma’na-yı harfiyle ve O’nun hesabına bakmak lâzımdır. Ma’na-yı ismiyle ve esbâb hesabına bakmak hatadır.

Evet her şeyin iki ciheti vardır. Bir ciheti Hakk’a bakar. Diğer ciheti de halka bakar. Halka bakan cihet, Hakk’a bakan cihete tenteneli bir perde veya şeffaf bir cam parçası gibi, altında Hakk’a bakan cihet-i isnadı gösterecek bir perde gibi olmalıdır. Binâenaleyh, ni’mete bakıldığı zaman Mün’im, san’ata bakıldığı zaman Sâni, esbâba nazar edildiği vakit Müessir-i Hakîki zihne ve fikre gelmelidir.

Ve keza, nazar ile niyet mâhiyet-i eşyayı tağyir eder. Günahı sevaba, sevabı günaha kalbeder. Evet, niyet âdi bir hareketi ibâdete çevirir. Ve gösteriş için yapılan bir ibâdeti günaha kalbeder. Maddiyata esbâb hesabiyle bakılırsa cehalettir. Allah hesabiyle olursa, mârifet-i İlâhîyedir.

Dinle
-