Mesnevî-i Nûriye | Habbe | 130
(116-133)

2— Aynı o insan, gördüğü leziz ni’metlerden duyduğu zevkleri izhar etmekle, “Hamd” ünvanı altında in’amı ni’mette ve mün’imi in’amda görmekle idâme-i ni’met ve tezyîd-i lezzet talebinde bulunarak “Elhamdülillâh” cümlesiyle ni’metler definesini bulan adam gibi nefes alıyor.

3— Aynı o insan, mahlûkat-ı acîbe ve harekât-ı garîbeden aklının tartamadığı ve zihninin içine alamadığı şeyleri gördüğü zaman, “Allahu Ekber” demekle rahat bulur. Yâni, Hâlıkı daha azim ve daha büyüktür. Onların halk ve tedbirleri kendisine ağır değildir.

İ’lem Eyyühel-Aziz! İnsan seyyiatiyle, Allaha zarar vermiş olmuyor. Ancak nefsine zarar eder. Meselâ: Hâriçte, vâkide ve hakîkatte Allah’ın şeriki yoktur ki, onun hizbine girmekle Cenâb-ı Hakk’ın mülküne ve âsârına müdâhale edebilsin. Ancak, şeriki zihninde düşünür, boş kafasında yerleştirir. Çünkü hâriçte şerikin yeri yoktur. O halde o kafasız, kendi eliyle kendi evini yıkıyor.

İ’lem Eyyühel-Aziz! Allah’a tevekkül edene Allah kâfidir. Allah, kâmil-i mutlak olduğundan lizâtihi mahbubdur. Allah, mûcid, vâcib-ül vücûd olduğundan kurbiyetinde vücûd nurları, bu’diyetinde adem zulmetleri vardır. Allah, melce ve mencedir. Kâinattan küsmüş, dünya zînetinden iğrenmiş, vücûdundan bıkmış ruhlara melce ve mence odur. Allah bâkidir, âlemin bekası ancak onun bekasiyledir. Allah mâliktir, sendeki mülkünü senin için saklamak üzere alıyor. Allah ganiyy-i muğni’dir, her şeyin anahtarı Ondadır. Bir insan Allah’a hâlis bir abd olursa, Allah’ın mülkü olan kâinat, onun mülkü gibi olur.

İ’lem Eyyühel-Aziz! Aklı başında olan insan, ne dünya umûrundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz. Zîra dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun. Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde tulû etmiştir. Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış. Vücûdunda tavattun etmeye niyet eden hastalıklar, ölümün keşif kollarıdır. Maahâzâ, ebedî ömrün önündedir. O ömr-ü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa’y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok. Ölüm sekerâtı uyandırmadan evvel uyan!

Dinle
-