Mesnevî-i Nûriye | Zühre | 178
(149-179)

Mâdem dünya hayatı ve cismânî yaşayış ve hayvanî hayat böyledir; hayvaniyetten çık, cismaniyeti bırak. Kalb ve ruhun derece-i hayatına gir! Tevehhüm ettiğin geniş dünyadan daha geniş bir dâire-i hayat, bir âlemi nur bulursun.

İşte o âlemin anahtarı, Mârifetullah ve vahdâniyet sırlarını ifâde eden “Lâ ilâhe illâllah” kelime-i kudsiyesiyle kalbi söylettirmek, ruhu işlettirmektir...

ON BEŞİNCİ NOTA: “Üç mes’ele”dir.

Birinci Mes’ele: İsm-i Hafîz’in tecellî-i etemmine işâret eden

âyetidir. Kur’ân-ı Hakîm’in bu hakîkatına delil istersen, Kitab-ı Mübin’in mistarı üstünde yazılan şu kâinat kitabının sahifelerine baksan, ism-i Hafîz’in cilve-i âzamını ve bu âyet-i kerîmenin bir hakîkat-ı kübrâsının nazîresini çok cihetlerle görebilirsin. Ezcümle:

Ağaç, çiçek ve otların muhtelif tohumlarından bir kabza al. O muhtelif ve birbirine muhalif tohumların, cinsleri birbirinden ayrı, nevileri birbirinden başka olan çiçek, ağaç ve otların sandukçaları hükmünde olan o kabzayı karanlıkta ve karanlık, basit ve câmid bir toprak içinde defnet, serp. Sonra, mîzansız ve eşyayı farketmiyen ve nereye yüzünü çevirsen oraya giden basit su ile sula. Sonra senevî haşrin meydanı olan bahar mevsiminde gel, bak! İsrâfil-vârî melek-i ra’d; baharda nefh-i sûr nev’inden yağmura bağırması, yer altında defnedilen çekirdeklere nefh-i ruhla müjdelemesi zamanına dikkat et ki, o nihayet derece karışık ve karışmış ve birbirine benziyen o tohumcuklar, ism-i Hafîz’in tecellisi altında kemâl-i imtisâl ile hatasız olarak Fâtır-ı Hakîm’den gelen evâmir-i tekviniyeyi imtisâl ediyorlar. Ve öyle tevfik-i hareket ediyorlar ki; onların o hareketlerinde bir şuur, bir basiret, bir kasd, bir irâde, bir ilim, bir kemâl, bir hikmet parladığı görünüyor.

Çünkü görüyorsun ki; o birbirine benzeyen tohumcuklar, birbirinden temâyüz edip ayrılıyor. Meselâ bu tohumcuk, bir incir ağacı oldu. Fâtır-ı Hakîm’in ni’metlerini başlarımız üstünde neşre başladı. Serpiyor, dallarının elleri ile bizlere uzatıyor. İşte ona sûreten benziyen bu iki tohumcuk ise, gün âşıkı nâmındaki çiçek ile, hercâî menekşe gibi çiçekler verdi.

Dinle
-