Mesnevî-i Nûriye | Zühre | 177
(149-179)

Üçüncü Remiz: Ey insan! Fâtırı Hakîm’in senin mâhiyetine koyduğu en garîb bir hâlet şudur ki: Ba’zan dünyaya yerleşemiyorsun. Zindanda boğazı sıkılmış adam gibi “of, of” deyip dünyadan daha geniş bir yer istediğin halde, bir zerrecik bir iş, bir hâtıra, bir dakika içine girip yerleşiyorsun. Koca dünyaya yerleşemiyen kalb ve fikrin, o zerrecikte yerleşir. En şiddetli hissiyatınla o dakikacık, o hâtıracıkta dolaşıyorsun.

Hem senin mâhiyetine öyle ma’nevî cihâzât ve lâtifeler vermiş ki; ba’zıları dünyâyı yutsa tok olmaz. Ba’zıları bir zerreyi kendinde yerleştiremiyor. Baş, bir batman taşı kaldırdığı halde; göz, bir saçı kaldıramadığı gibi; o lâtife, bir saç kadar bir sıklete, yâni gaflet ve dalâletten gelen küçük bir hâlete dayanamıyor. Hatta ba’zan söner ve ölür. Mâdem öyledir; hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir tâne, bir lem’a, bir işârette, bir öpmekte batma! Dünyayı yutan bütün letâiflerini onda batırma. Çünkü çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar.

Nasıl küçük bir cam parçasında; gök, yıldızlariyle beraber içine girip garkoluyor. Hardal gibi küçük kuvvei hâfızanda, senin sahifei a’mâlinin ekseri ve sahâifi ömrünün ağlebi içine girdiği gibi; çok cüz’î küçük şeyler var, öyle büyük eşyâyı bir cihette yutar, istiâb eder.

Dördüncü Remiz: Ey dünyaperest insan! Çok geniş tasavvur ettiğin senin dünyan, dar bir kabir hükmündedir. Fakat, o dar kabir gibi menzilin duvarları şişeden olduğu için birbiri içinde in’ikas edip göz görünceye kadar genişliyor. Kabir gibi dar iken, bir şehir kadar geniş görünür. Çünkü o dünyanın sağ duvarı olan geçmiş zaman ve sol duvarı olan gelecek zaman, ikisi mâdum ve gayri mevcûd oldukları halde, birbiri içinde in’ikas edip gâyet kısa ve dar olan hâzır zamanın kanatlarını açarlar. Hakîkat hayale karışır, mâdum bir dünyayı mevcûd zannedersin. Nasıl bir hat, sür’ati hareketle bir satıh gibi geniş görünürken, hakîkatı vücûdu ince bir hat olduğu gibi; senin de dünyan hakîkatça dar, fakat senin gaflet ve vehm ü hayalinle duvarları çok genişlemiş. O dar dünyada, bir musîbetin tahrikiyle kımıldansan, başını çok uzak zannettiğin duvara çarparsın. Başındaki hayali uçurur, uykunu kaçırır. O vakit görürsün ki: O geniş dünyan; kabirden daha dar, köprüden daha müsâadesiz.. Senin zamanın ve ömrün berkten daha çabuk geçer; hayatın çaydan daha sür’atli akar.

Dinle
-