Acaba birkaç memleketi gezmek için hükümetten yirmi dört lira harcırah alan bir me’mur, ilk dahil olduğu memlekette yirmi üç lirayı sarfederse, öteki yerlerde ne yapacaktır? Hükümete ne cevap verecektir? Böyle yapan kendisine akıllı diyebilir mi? Binâenaleyh, Cenâbı Hak her iki hayat levâzımatını elde etmek için yirmidört saatlik bir vakit vermiştir. Çoğunu aza, azını çoğa vermek sûretiyle, yirmiüç saat kısa ve fâni olan dünya hayatına, hiç olmazsa bir saatı da beş namaza ve bâki ve sonsuz uhrevî hayata sarfetmek lâzımdır ki dünyada paşa, âhirette gedâ olmasın!
İ’lem Eyyühel-Aziz! Gâfil olan insan, kendi vazifesini terkeder, Allah’ın vazifesiyle meşgul olur. Evet insan, gafletten dolayı iktidarı dahilinde kolay olan ubûdiyet vazifesinin terkiyle, zaîf kalbiyle rubûbiyet vazifei sakîlesinin altına girer, altında ezilir. Ve aynı zamanda bütün istirahatını kaybetmekle âsi, şakî, hâin adamların partisine dahil olur.
Evet insan bir askerdir. Askerlik vazifesi başka, hükümetin vazifesi başkadır. Askerlik vazifesi ta’lim, cihad gibi din ve vatanı koruyacak işlerdir. Hükümetin vazifesi ise, erzakını, libasını, silâhını vermektir. Binâenaleyh, erzakını te’min için askerliğe âid vazifesini terk edip ticaretle meselâ iştigal eden bir asker, şakî ve hâin olur. Bu i’tibârla insanın Allah’a karşı ubûdiyet, vazifesidir. Terk-i kebâir takvâsıdır. Nefis ve şeytanla uğraşması, cihadıdır.
Amma gerek nefsine, gerek evlâd ve taallûkatına hayat malzemesini tedârik etmek Allah’ın vazifesidir. Evet mâdem hayatı veren odur. O hayatı koruyacak levâzımatı da o verecektir. Yalnız, hükümetin asker için ofislerde cem’ettiği erzakı askerlere taşıttırdığı, temizlettirdiği, öğüttürdüğü, pişirttirdiği gibi, Cenâbı Hak da hayat için lâzım olan levâzımatı kürei arz ofisinde yaratıp cem’ettikten sonra, o erzakın toplanmasını ve sâir ahvâlini insana yaptırır ki, insana bir meşguliyet, bir eğlence olsun ve atâlet, betâlet azabından kurtulsun.
Ey insan! Rahmı mâderde iken, tıfl iken, ihtiyar ve iktidardan mahrum bir vaziyette iken, seni pek leziz rızıklar ile besleyen Allah, sen hayatta kaldıkça o rızkı verecektir. Baksana! Her bahar mevsiminde sathı arzda yaratılan enva’ı erzakı kim yaratıyor ve kimler için yaratıyor? Senin ağzına getirip sokacak değil ya! Yahu, eğlencelere, bahçelere gidip dallarda sallanan o güleç yüzlü leziz meyveleri koparıp yemek zahmet midir? Allah insaf versin!