Mektubat | On Dokuzuncu Mektup | 105
(88-221)

ALTINCI NÜKTELİ İŞÂRET: -Nakl-i sahîh-i kat’i ile- Hazret-i Fâtıma’ya (R.A.) ferman etmiş ki:

deyip, “Âl-i Beytimden herkesten evvel vefat edip, bana iltihak edeceksin.” diye söylemiş. Altı ay sonra haber verdiği gibi aynen zuhur etmiş.

Hem Ebâ Zer’e ferman etmiş:

deyip, Medine’den nefyedilip, yalnız hayat geçirip yalnız bir sahrada vefat edeceğini haber vermiş. Yirmi sene sonra haber verdiği gibi çıkmış.

Hem Enes İbn-i Mâlik’in halası olan Ümm-ü Haram’ın hânesinde uykudan kalkmış, tebessüm edip ferman etmiş:

Ümm-ü Haram niyaz etmiş: “Duâ ediniz, ben de onlarla beraber olayım.” Ferman etmiş: “Beraber olacaksın.” Kırk sene sonra, zevci olan Ubâde İbn-i Sâmit refakatıyla Kıbrıs’ın fethine gitmiş; Kıbrıs’ta vefat edip, mezarı ziyaretgâh olmuş. Haber verdiği gibi aynen zuhur etmiş.

Hem -nakl-i sahîh-i kat’i ile- ferman etmiş ki:

yâni: “Sakif Kabilesinden biri da’va-yı nübüvvet edecek; ve biri, hunhar zâlim zuhur edecek.” deyip, nübüvvet da’va eden meşhur Muhtar’ı ve yüz bin adam öldüren Haccac-ı Zâlim’i haber vermiş.

Hem -nakl-i sahîh-i kat’i ile-

deyip, İstanbul’un İslâm eliyle fetholacağını ve Hazret-i Sultan Mehmed Fâtih’in yüksek bir mertebe sâhibi olduğunu haber vermiş. Haber verdiği gibi zuhur etmiş.

Hem -nakl-i sahîh-i kat’i ile- ferman etmiş ki:

deyip, başta

Dinle
-