Mektubat | On Dokuzuncu Mektup | 137
(88-221)

İkincisi: Hem bir rivayette vardır ki, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm haber verdikten sonra dedi: “

deyiniz, ondan sonra yeyiniz. Zehir daha te’sir etmeyecektir.” Şu rivayeti çendan İbn-i Hacer-i Askalânî kabûl etmemiş; fakat başkaları kabûl etmişler.

Üçüncüsü: Hem dessas Yahudîler, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’a ve mukarrebîn-i Sahâbeye birden darbe vurmak istedikleri halde, birden gâibden haber verilmiş gibi, hâdisenin inkişafı ve desiselerinin akîm kalması ve o ihbarın ifade ettiği vâkıa doğru çıkması ve hiçbir vakit, sahâbeleri nazarında mütehâlif bir haberi görülmeyen Zât-ı Ahmediyenin “Şu keçinin kavli bana söylüyor.” demesi; herkesin kulağıyla o keçiden, o sözü işitmesi kadar kanaat-ı kat’iyyeleri olmuş.

Üçüncü Misâl: Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm’ın “yed-i beyzâ” ve “asâ” mu’cizesine nazîre olarak, üç hâdisede bir mu’cize-i Ahmediye:

Birincisi: Hazret-i İmâm-ı Ahmed İbn-i Hanbel, Ebî Said-il Hudrî’den tahric ve tashih eder ki: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Katâde İbn-i Nu’man’a karanlıklı, yağmurlu bir gecede bir değnek verir ve ferman eder ki: “Sana, lâmba gibi, onar arşın her tarafta ışık verecek. Evine gittiğin zaman, bir siyah şahıs gölge göreceksin. O, şeytandır. Onu hânenden çıkar, tardet.” Katâde değneği alır, gider. Yed-i beyzâ gibi ışık verir. Evine gider; o siyah şahsı görür, tardeder.

İkincisi: Bir menba’-ı garâib olan Gazve-i Kübrâ-yı Bedir’de, Ukkâşe İbni’l-Mihsani’l-Esedî’nin müşriklerle döğüşürken kılıncı kırıldı. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona kılıncına mukabil kalınca bir değnek verdi. Dedi: “Bununla harbet.” Birden değnek, biiznillâh uzun, beyaz bir kılınç oldu. Onunla harbetti. Hayatı mikdarınca, tâ Yemâme Harbi’nde şehid oluncaya kadar boynunda taşıdı. Şu hâdise kat’idir. Çünkü Ukkâşe, bütün hayatında onunla iftihar etmiş; ve o kılınç “El-Avn” nâmıyla meşhur olmuş. İşte Hazret-i Ukkâşe’nin iftiharı ve kılıncın Avn nâmiyle, kılınçların fevkinde iştiharı, şu hâdisenin iki hüccetidir.

Üçüncüsü: İbn-i Abdi’l-Berr gibi bir allâme-i asır ve ehl-i tahkikin büyüklerinden nakl ve tashih ediyorlar ki: Gazve-i Uhud’da Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın halazâdesi olan Abdullah İbn-i Cahş harbederken kılıncı kırıldı. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, ona bir değnek verdi. O değnek, onun elinde bir kılınç oldu. Onun ile harbetti. O eser-i mu’cize olan kılınç, bâki kaldı. Meşhur İbn-i Seyyid-in Nas, siyerinde haber veriyor ki: Bir zaman sonra, Abdullah o kılıncı Buğay-ı Türkî nâmında bir adama, iki yüz liraya sattı.

Dinle
-