Manzûmesi İçindir
Güneş bir meyvedârdır; silkinir; tâ düşmesin müncezib seyyar olan yemişleri.
Ger sükûtuyla sükûnet eylese, cezbe kaçar, ağlar fezâda muntâzam meczubları.
Sivrisinek gözünü halkeyleyendir mutlaka, Güneşi hem kehkeşi halkeylemiş.
Pirenin mîdesini tanzim edendir mutlaka, manzûme-i şemsiyyeyi nazmeylemiş.
Gözde rü’yet, mîdede hem ihtiyâcı dercedendir mutlaka, semâ gözüne ziyâ sürmesi çekmiş, zemin yüzüne gıda sofrası sermiş.
Kâinatın gör ki te’lifinde bir i’câz var. Ger bütün esbab-ı tabiiyye bilfarz-ıl muhal
Ola herbiri muktedir bir fâil-i muhtar. O i’câza karşı nihayet acz ile bil-imtisâl ederek secde ki:
Bir kudret-i zâtîyyedir, hem ezelî; acz tahallül edemez.
Onda merâtib olmayıp, mevani’ tedâhül edemez. İsterse küll, isterse cüz’ nisbet tefâvüt eylemez.
Çünki her şey bağlıdır her şey ile. Her şeyi yapamayan bir şeyi de yapamaz.