Mesnevî-i Nûriye | Zühre | 155
(149-179)

Şu noktada ve o dehan nazarında her zîhayat, herbir insan, tek başiyle hadsiz a’dâya karşı mukâvemet etmek ve nihayetsiz hâcâtın tahsiline çabalamak lâzım geliyor. Ve zerre gibi bir iktidar, ince tel gibi bir ihtiyar, zâil lem’a gibi bir şuur, çabuk söner şu’le gibi bir hayat, çabuk geçer dakika gibi bir ömür ile, o hadsiz a’dâya ve hâcâta karşı dayanmaya mecbûr oluyor. Halbuki o biçâre zîhayatın sermâyesi, binler matlublarından birisine kâfi gelmiyor. Musîbete giriftar olduğu zaman; sağır, kör esbâbdan başka derdine derman beklemiyor,

sırrına mazhar oluyor.

Senin karanlıklı dehan, nev-i beşerin gündüzünü geceye kalbetmiş. Yalnız o sıkıntılı, zulümlü ve zulmetli geceye ısındırmak için; yalancı, muvakkat lâmbalarla tenvir ettin. O lâmbalar sürûr ile beşerin yüzüne tebessüm etmiyor. Belki beşerin ağlanacak acı hallerindeki eblehâne gülmesine, o ışıklar müstehziyâne gülüp eğleniyor.

Herbir zîhayat senin şâkirdlerin nazarında zâlimlerin hücumuna ma’rûz, miskin birer musîbetzededirler. Dünya bir mâtemhâne-i umûmîyedir. Dünyadaki sadâlar, ölümlerden, elemlerden gelen vâveylâlardır. Senden tam ders alan şâkirdin, bir fir’avn olur. Fakat en hasis şeye ibâdet eden ve menfaat gördüğü her şeyi, kendine rab telâkki eden bir fir’avn-u zelîldir.

Hem senin şâkirdin mütemerriddir. Fakat bir lezzeti için nihayet zilleti kabul eden miskin bir mütemerriddir. Hasis bir menfaat için şeytanın ayağını öper derecede alçaklık gösterir.

Hem cebbardır. Fakat kalbinde bir nokta-i istinâd bulamadığı için, zâtında gâyet âciz bir cebbâr-ı hodfuruştur.

O şâkirdin gaye-i himmeti, hevesât-ı nefsâniyeyi tatmin ve hamiyet ve fedakârlık perdesi altında kendi menfaat-ı nefsini arayan ve hırs ve gururunu teskin etmeye çalışan bir dessâstır. Nefsinden başka ciddî olarak hiçbir şeyi sevmiyor. Herşeyi nefsine feda ediyor.

Amma Kur’ânın hâlis ve tam şâkirdi ise, bir abddir. Fakat âzâm-ı mahlûkata karşı da ubûdiyete tenezzül etmez. Ve Cennet gibi en büyük ve âzâm bir menfaati gaye-i ubûdiyet yapmaz bir abd-i azizdir. Hem halim, selimdir.

Dinle
-