Mektubat | Yirmi İkinci Mektup | 271
(262-277)
İkinci Mebhas

Ey ehl-i îman! Sâbıkan, adâvet ne kadar zararlı olduğunu anladın. Hem anla ki; adâvet kadar hayat-ı İslâmiyeye en müdhiş bir maraz-ı muzır dahi hırstır. Hırs, sebeb-i haybettir ve illet ve zillettir ve mahrumiyet ve sefâleti getirir. Evet, her milletten ziyâde hırs ile dünyaya saldıran Yahudi Milletinin zillet ve sefâleti, bu hükme bir şahid-i katı’dır. Evet hırs, zîhayat âleminde en geniş bir dâireden tut, tâ en cüz’î bir ferde kadar sû-i te’sirini gösterir. Tevekkülvâri taleb-i rızk ise, bilakis medâr-ı rahattır ve her yerde hüsn-ü te’sirini gösterir. İşte bir nevi zîhayat ve rızka muhtaç olan meyvedar ağaçlar ve nebatlar, tevekkülvâri, kanaatkârâne yerlerinde durup hırs göstermediklerinden, rızıkları onlara koşup geliyor. Hayvanlardan pek fazla evlât besliyorlar. Hayvanat ise, hırs ile rızıkları peşinde koştukları için, pek çok zahmet ve noksaniyet ile rızıklarını elde edebiliyorlar. Hem hayvanat dâiresi içinde za’f ve acz lîsan-ı haliyle tevekkül eden yavruların meşru’ ve mükemmel ve latif rızıkları hazine-i rahmetten verilmesi; ve hırs ile rızıklarına saldıran canavarların gayr-ı meşru’ ve pek çok zahmet ile kazandıkları nâhoş rızıkları gösteriyor ki: Hırs, sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise, vesile-i rahmettir.

Hem dâire-i insaniye içinde her milletten ziyâde hırs ile dünyaya yapışan ve aşk ile hayat-ı dünyeviyeye bağlanan Yahudi Milleti pek çok zahmet ile kazandığı, kendine fâidesi az, yalnız hazinedarlık ettiği gayr-ı meşru’ bir servet-i ribaî ile bütün milletlerden yedikleri sille-i zillet ve sefâlet, katl ve ihânet gösteriyor ki: Hırs maden-i zillet ve hasarettir.

Dinle
-