Mektubat | Yirmi Altıncı Mektup | 328
(310-346)

İkincisi: Avrupa’nın ejderhaları (büyük devletleri) her ne vakit şu devlet-i İslâmiyeye bir tokat vurmuşlarsa; üç yüz elli milyon İslâmı ağlatmış ve inletmiş. Ve o müstemlekât sâhibleri, onları inletmemek ve sızlatmamak için elini çekmiş, elini kaldırırken indirmiş. Şu hiçbir cihette istisgar edilmeyecek ma’nevî ve dâimî bir kuvvetüzzahr yerine hangi kuvvet ikame edilebilir? Gösterilsin! Evet, o azîm ma’nevî kuvvetüzzahrı, menfî milliyet ile ve istiğnakârane hamiyet ile gücendirmemeli!

Yedinci Mes’ele: Menfî milliyette fazla hamiyet-perverlik gösterenlere deriz ki: Eğer şu milleti ciddî severseniz, onlara şefkat ederseniz; öyle bir hamiyet taşıyınız ki, onların ekserîsine şefkat sayılsın. Yoksa ekserîsine merhametsizcesine bir tarzda, şefkate muhtaç olmayan bir kısm-ı kalîlin muvakkat gafletkârâne hayat-ı içtimâîyyelerine hizmet ise, hamiyet değildir. Çünkü: Menfî unsuriyet fikriyle yapılacak hamiyetkârlığın, milletin sekizden ikisine muvakkat fâidesi dokunabilir. Lâyık olmadıkları o hamiyetin şefkatine mazhar olurlar. O sekizden altısı, ya ihtiyardır, ya hastadır, ya musîbetzededir, ya çocuktur, ya çok zaîftir, ya pek ciddî olarak âhireti düşünür müttakidirler ki; bunlar hayat-ı dünyeviyeden ziyâde müteveccih oldukları hayat-ı berzahiyyeye ve uhreviyyeye karşı bir nur, bir teselli, bir şefkat isterler ve hamiyetkâr mübârek ellere muhtaçtırlar. Bunların ışıklarını söndürmeye ve tesellilerini kırmağa hangi hamiyet müsaade eder? Heyhat! Nerede millete şefkat, nerede millet yolunda fedakârlık?

Rahmet-i İlâhîyyeden ümid kesilmez. Çünkü: Cenâb-ı Hak bin seneden beri Kur’ânın hizmetinde istihdam ettiği ve O’na bayraktar tâyin ettiği bu vatandaşların muhteşem ordusunu ve muazzam cemâatini, muvakkat ârızalarla İNŞÂALLAH perîşan etmez. Yine o nûru ışıklandırır ve vazifesini idâme ettirir...

* * *

Dinle
-