Mektubat | Yirmi Sekizinci Mektup | 389
(348-389)

Sekizinci Nükte: Diyorsunuz ki: Amcası Ebu Talib’in îmanı hakkında esahh nedir?

Elcevab: Ehl-i Teşeyyu’, îmanına kail; Ehl-i Sünnet’in ekserisi, îmanına kâil değiller. Fakat benim kalbime gelen budur ki: Ebû Tâlib, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın risâletini değil; şahsını, zâtını gâyet ciddî severdi. Onun o gâyet ciddî o şahsî şefkati ve muhabbeti, elbette zâyie gitmeyecektir. Evet, ciddî bir sûrette Cenâb-ı Hakk’ın Habîb-i Ekremini sevmiş ve himâye etmiş ve tarafdarlık göstermiş olan Ebû Tâlib’in; inkâra ve inada değil, belki hicab ve asabiyet-i kavmiyye gibi hissiyata binâen, makbûl bir îman getirmemesi üzerine Cehennem’e gitse de; yine Cehennem içinde bir nevi husûsi Cennet’i, onun hasenatına mükâfaten halkedebilir. Kışta ba’zı yerde baharı halkettiği ve zindanda -uyku vasıtasiyle- ba’zı adamlara zindanı saraya çevirdiği gibi, husûsi Cehennem’i, husûsi bir nevi Cennet’e çevirebilir...

Dinle
-