Sözler | Otuzİkinci Söz | 643
(590-652)

İşte öyle de: Cenâb-ı Hakk’ın adl ve hikmet içindeki İsm-i “Hak ve Rahmânirrahîm”in cilvesini görmek istersen bahar mevsiminde zeminin yüzünde çadırları kurulmuş, muhteşem dörtyüzbin milletten mürekkeb nebâtat ve hayvanat ordusuna bak ki; bütün o milletler, o tâifeler, birbiri içinde oldukları halde, herbirinin libası ayrı, erzakı ayrı, silâhı ayrı, tarz-ı hayatı ayrı, tâlimatı ayrı, terhisatı ayrı oldukları halde ve o hâcâtlarını tedârik edecek iktidarları ve o metâlibi isteyecek dilleri olmadığı halde, daire-i hikmet ve adl içinde, mizan ve intizâm ile “Hak” ve “Rahmân”, “Rezzak” ve “Rahîm”, “Kerim” ünvânlarını seyret, gör. Nasıl hiçbirini şaşırmayarak, unutmayarak, iltibas etmeyerek terbiye ve tedbir ve idare eder.

İşte, böyle hayret verici muhit bir intizâm ve mîzan ile yapılan bir işe, başkalarının parmakları karışabilir mi? Vâhid-i Ehad, Hakîm-i Mutlak, Kadîr-i Külli Şey’den başka, bu san’ata, bu tedbire, bu Rubûbiyyete, bu tedvîre hangi şey elini uzatabilir? Hangi sebeb müdahale edebilir?

DÖRDÜNCÜ NÜKTE: Diyorsun: Benim taamlara, nefsime, refikama, valideynime, evlâdıma, ahbabıma, evliyaya, enbiyaya, güzel şeylere, bahara, dünyaya müteallik ayrı ayrı muhtelif muhabbetlerimin (Kur’anın emrettiği tarzda olsa) neticeleri, faideleri nedir?

Elcevab: Bütün neticeleri beyân etmek için büyük bir kitab yazmak lâzımgelir. Şimdilik yalnız icmâlen bir iki neticeye işaret edilecek. Evvelâ, dünyadaki muaccel neticeleri beyân edilecek. Sonra âhirette tezahür eden neticeleri zikredilecek. Şöyle ki:

Sâbıkan beyân edildiği gibi; ehl-i gaflet ve ehl-i dünya tarzında ve nefis hesabına olan muhabbetlerin; dünyada belâları, elemleri, meşakkatleri çoktur. Safaları, lezzetleri, rahatları azdır. Meselâ: Şefkat, acz yüzünden elemli bir musîbet olur. Muhabbet, firak yüzünden belalı bir hirkat olur. Lezzet, zeval yüzünden zehirli bir şerbet olur. Âhirette ise; Cenâb-ı Hakk’ın hesabına olmadıkları için, ya faidesizdir veya azapdır. (Eğer harama girmiş ise.)

Sual: Enbiya ve Evliyaya muhabbet, nasıl faidesiz kalır?

Elcevab: Ehl-i Teslis’in İsâ Aleyhisselâm’a ve Râfızîlerin Hazret-i Ali Radıyallahü Anh’a muhabbetleri faidesiz kaldığı gibi.

Dinle
-