Mektubat | Yirmi Dokuzuncu Mektub | 410
(390-463)

Sonra Sûre-i İsra, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiya Hacc; (Hâşiye) o nısfın nısfının nısfıdır. Sonra gelen beşer beşer, takriben o nisbetle gidiyor; yalnız ba’zı küsuratla fark var. Öyle farklar, böyle makam-ı hitabîde zarar vermez. Meselâ: Bir kısım yüz yirmi bir, bir kısmı yüz yirmi beş, bir kısmı yüz elli dört, bir kısmı yüz elli dokuzdur. Sonra Sûre-i Zuhruf’tan başlayan beş sûre; o nısıf-ı nısf-ı nısfın nısfına iniyor. Sûre-i Necm’den başlayan beş; o nısf-ı nısf-ı nısf-ı nısfın nısfıdır; fakat takribîdir. Küçük küsuratın farkları, böyle makamat-ı hitâbiyede zarar vermez. Sonra gelen küçük beşler içinde, üç beşlerin yalnız üçer aded Lafz-ı Celâl’i var. İşte bu vaziyet gösteriyor ki: Lafzı Celâl’in adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adedleri tâyin edilmiş.

Lâfzullah’ın Üçüncü Nüktesi: Sahifeler nisbetine bakar. Şöyle ki:

Bir sahifede olan Lafz-ı Celâl adedi, o sahifenin sağ yüzü ve o yüze karşıki sahifeye ve ba’zan soldaki karşıki sahife ve karşının arka yüzüne bakar. Ben kendi nüsha-i Kur’âniyemde bu tevâfuku tedkik ettim. Ekseriyetle gâyet güzel bir nisbet-i adediye ile bir tevâfuk gördüm. Nüshama da işâretler koydum. Çok def’a müsavî olur. Ba’zan nısıf veyahud sülüs oluyor. Bir hikmet ve intizamı ihsas eden bir vaziyeti vardır.

Dördüncü Nükte: Sahife-i vâhiddeki tevâfukattır. Kardeşlerimle üç-dört ayrı ayrı nüshaları mukabele ettik. Umumunda tevâfukat matlub olduğuna kanaatımız geldi. Yalnız, matbaa müstensihleri başka maksadları takib ettiklerinden, bir derece tevâfukatta intizamsızlık düşmüş. Tanzim edilse, pek nadir istisna ile, mecmu’-u Kur’ânda iki bin sekiz yüz altı Lafz-ı Celâl’in adedinde tevâfukat görünecektir. Ve bunda bir şu’le-i i’caz parlıyor. Çünkü fikr-i beşer, bu pek geniş sahifeyi ihata edemez ve karışamaz. Tesadüfün ise, bu ma’nidar ve hikmetdar vaziyete eli ulaşamaz.

Dördüncü Nükte’yi bir derece göstermek için, yeni bir Mushaf yazdırıyoruz ki; en münteşir Mushafların aynı sahife, aynı satırlarını muhafaza etmekle beraber, san’atkârların lâkaydlığı te’siriyle adem-i intizama ma’rûz kalan yerleri tanzim edip, tevâfukatın hakîki intizamı inşâallah gösterilecektir.. ve gösterildi.



---------------------------------------------------------------------------

(Hâşiye): Bu beşer taksimat üzere bir sır inkişaf etmişti. Hiçbirimizin haberi olmadan şuradaki altı sûre kaydolmuş. Şübhemiz kalmadı ki; gaibden, ihtiyarımızın haricinde altıncısı girmiş; tâ bu nısfiyet sırrı mühimmi kaybolmasın.

Dinle
-