Mektubat | Yirmi Dokuzuncu Mektub | 432
(390-463)

Birincisi: Dünyada hükümet süren, hükmeden her kavmin, hattâ insan eti yiyen yamyamların, hattâ vahşi canavar bir çete reisinin bir usûlü var, bir düstûr ile hükmeder. Siz hangi usûlle bu acib tecavüzü yapıyorsunuz? Kanununuzu ibraz ediniz! Yoksa bazı alçak me’murların keyiflerini, kanun mu kabûl ediyorsunuz? Çünkü: Böyle husûsî ibâdâtta kanun yapılmaz ve kanun olamaz!

İkincisi: Nev’-i beşerde, husûsan bu asr-ı hürriyette ve bilhassa medeniyet dâiresinde hemen umûmîyetle hüküm-ferma “hürriyet-i vicdan” düstûrunu kırmak ve istihfaf etmek ve dolayısiyle nev’-i beşeri istihkar etmek ve i’tirâzını hiçe saymak kadar cür’etinizle, hangi kuvvete dayanıyorsunuz? Hangi kuvvetiniz var ki, siz kendinize “lâdinî” ismi vermekle, ne dine ne dinsizliğe ilişmemeyi i’lân ettiğiniz halde; dinsizliği mutaassıbane kendine bir din ittihaz etmek tarzında, dîne ve ehl-i dîne böyle tecavüz, elbette saklı kalmayacak! Sizden sorulacak!.. Ne cevab vereceksiniz? Yirmi hükümetin en küçüğünün i’tirâzına karşı dayanamadığınız halde, nasıl yirmi hükümetin birden i’tirâzını hiçe sayar gibi, hürriyet-i vicdaniyeyi cebrî bir sûrette bozmağa çalışıyorsunuz.

Üçüncüsü: Mezheb-i Hanefî’nin ulviyetine ve safiyetine münâfi bir sûrette, vicdanını dünyaya satan bir kısım ulemâ-üs sû’un yanlış fetvalariyle, benim gibi Şafiü’l-Mezheb adamlara, hangi usûl ile teklif ediyorsunuz? Bu meslekte milyonlar etbâı bulunan Şâfiî Mezhebini kaldırıp, bütün Şâfiîleri Hanefîleştirdikten sonra, bana zulüm sûretinde cebren teklif edilse, sizin gibi dinsizlerin bir usûlüdür denilebilir. Yoksa, keyfî bir alçaklıktır! Öylelerin keyfine tabi değiliz ve tanımayız!

Dördüncüsü: İslâmiyet ile eskiden beri imtizaç ve ittihad eden, ciddî dindar ve dînine samîmi hürmetkâr Türklük milliyetine bütün bütün zıd bir sûrette, firenklik ma’nasında Türkçülük namiyle, tahrifdarâne ve bid’akârane bir fetvâ ile “Türkçe kâmet et!” diye benim gibi başka milletten olanlara teklif etmek hangi usûlledir? Evet hakîki Türklere pek hakîki dostane ve uhuvvetkârane münâsebetdar olduğum halde, böyle sizin gibi firenk-meşreblerin Türkçülüğü ile hiçbir cihette münâsebetim yoktur. Nasıl bana teklif ediyorsunuz? Hangi kanun ile? Eğer milyonlarla efrâdı bulunan ve binler seneden beri milliyetini ve lîsanını unutmayan ve Türklerin hakîki bir vatandaşı ve eskiden beri cihad arkadaşı olan Kürdlerin milliyetini kaldırıp, onların dilini onlara unutturduktan sonra; belki bizim gibi ayrı unsurdan sayılanlara teklifiniz, bir nevi usûlü vahşiyane olur. Yoksa sırf keyfîdir. Eşhasın keyfine tebaiyet edilmez ve etmeyiz!..

Dinle
-