Mektubat | Yirmi Dokuzuncu Mektub | 433
(390-463)

Beşincisi: Bir hükümet, kendi raiyetine ve raiyet kabûl ettiği adamlara herbir kanununu tatbik etse de; raiyet kabûl etmediği adamlara, kanununu tatbik edemez. Çünkü onlar diyebilirler ki: “Mâdem biz raiyetiniz değiliz, siz de bizim hükümetimiz değilsiniz!”

Hem hiçbir hükümet, iki cezayı birden vermez. Bir katili, ya hapse atar veyahud i’dam eder. Hem hapisle ceza, hem i’damla ceza bir yerde vermek, hiçbir usûlde yoktur!

İşte mâdem vatana ve millete hiçbir zararım dokunmadığı halde; beni sekiz senedir, en yabani ve hariç bir milletten câni bir adama dahi yapılmayan bir esâret altına aldınız. Cânileri afvettiğiniz halde, hürriyetimi selbedip, hukuku medeniyeden iskat ederek muâmele ettiniz. “Bu da vatan evlâdıdır.” demediğiniz halde; hangi usûl ile, hangi kanun ile biçâre milletinize rızaları hilafına olarak tatbik ettiğiniz bu hürriyet-şiken usûlünüzü, benim gibi her cihetle size yabancı bir adama teklif ediyorsunuz? Mâdem Harbi Umûmî’de ordu kumandanlarının şehâdetiyle, vâsıta olduğumuz çok fedakârlıkları ve vatan uğrunda cansiperâne mücahedeleri cinâyet saydınız. Ve biçâre milletin hüsnü ahlâkını muhafaza ve saadeti dünyeviye ve uhreviyelerinin te’minine pek ciddî ve te’sirli çalışmayı hıyanet saydınız. Ve ma’nen menfaatsiz, zararlı, hatarlı, keyfî, küfrî firenk usûlünü kendinde kabûl etmeyen bir adama sekiz sene ceza verdiniz. (Şimdi ceza yirmi sekiz sene oldu.) Ceza bir olur. Tatbikini kabûl etmedim, cezayı çektirdiniz. İkinci bir cezayı cebren tatbik etmek, hangi usûl iledir?

Altıncısı: Mâdem sizlerle, itikadınızca ve bana edilen muâmeleye nazaran, küllî bir muhalefetimiz var. Siz dîninizi ve âhiretinizi, dünyanız uğrunda fedâ ediyorsunuz. Elbette mâbeynimizde tahmininizce bulunan muhalefet sırriyle, biz dahi hilafınıza olarak; dünyamızı, dinimiz uğrunda ve âhiretimize her vakit fedâ etmeye hazırız. Sizin zâlimane ve vahşiyane hükmünüz altında bir-iki sene zelilâne geçecek hayatımızı, kudsî bir şehadeti kazanmak için fedâ etmek; bize âbı kevser hükmüne geçer. Fakat Kur’ân-ı Hakîm’in feyzine ve işârâtına istinâden, sizi titretmek için, size kat’î haber veriyorum ki:

Beni öldürdükten sonra yaşayamayacaksınız! Kahhar bir el ile, Cennetiniz ve mahbubunuz olan dünyadan tardedilip ebedî zulümata çabuk atılacaksınız! Arkamdan, pek çabuk sizin Nemrudlaşmış reisleriniz gebertilecek, yanıma gönderilecek. Ben de huzuru İlâhîde yakalarını tutacağım. Adaleti İlâhîye, onları esfel-i safilîne atmakla intikamımı alacağım!..

Dinle
-