Mektubat | Hakîkat Çekirdekleri | 480
(474-485)

3— Hayatta düstûru, cidaldir. O ise, şe’ni, tenazu’dur.

4— Kitleler mâbeynindeki râbıtası, âheri yutmakla beslenen unsuriyet ve menfî milliyettir. O ise, şe’ni müdhiş tesadümdür.

5— Câzibedar hizmeti, heva ve hevesi teşci’ ve arzularını tatmindir. O hevâ ise, insanın mesh-i ma’nevîsine sebebdir.

Şerîat-ı Ahmediyenin (A.S.M.) tazammun ettiği ve emrettiği medeniyet ise: Nokta-i istinâdı, kuvvete bedel haktır ki; şe’ni, adâlet ve tevazündür. Hedefi de, menfaat yerine fazilettir ki; şe’ni, muhabbet ve tecazübdür. Cihet-ül vahdet de, unsuriyet ve milliyet yerine, rabıta-i dîni ve vatanî ve sınıfîdir ki; şe’ni samîmi uhuvvet ve müsâlemet ve haricin tecavüzüne karşı, yalnız tedâfü’dür. Hayatta, düstûr-u cidal yerine düstûr-u teavündür ki; şe’ni, ittihad ve tesanüddür. Hevâ yerine Hüdâdır ki; şe’ni, insaniyeten terakki ve rûhen tekâmüldür.

Mevcûdiyetimizin hâmisi olan İslâmiyetten elini gevşetme, dört el ile sarıl; yoksa mahvolursun.

62— Musîbet-i âmme, ekseriyetin hatasından terettüb eder. Musîbet; cinâyetin neticesi, mükâfatın mukaddimesidir.

63— Şehid kendini hayy bilir. Fedâ ettiği hayatı, sekeratı tatmadığından, gayr-ı münkatı’ ve bâkî görüyor. Yalnız daha nezih olarak buluyor

64— Adâlet-i mahza-i Kur’âniyye; bir ma’sûmun hayatını ve kanını, hatta umum beşer için de olsa, heder etmez. İkisi nazar-ı kudrette bir olduğu gibi, nazar-ı adâlette de birdir. Hodgâmlık ile, öyle insan olur ki; ihtirasına mâni herşey’i, hatta elinden gelirse dünyayı harab ve nev’-i beşeri mahvetmek ister.

65— Havf ve za’f, te’sirat-ı hariciyyeyi teşci’ eder.

66— Muhakkak maslahat, mevhum mazarrata feda edilmez.

67— Şimdilik İstanbul siyaseti, İspanyol hastalığı gibi bir hastalıktır.

68— Deli adama “iyisin, iyisin” denilse iyileşmesi, iyi adama “fenâsın, fenâsın” denilse fenâlaşması nâdir değildir.

69— Düşmanın düşmanı, düşman kaldıkça dosttur; düşmanın dostu, dost kaldıkça düşmandır.

70— İnadın işi: Şeytan birisine yardım etse; “Melektir” der, rahmet okur; muhalifinde melek görse, “libasını değiştirmiş şeytandır.” der, lânet eder.

Dinle
-