Mektubat | Hakîkat Çekirdekleri | 481
(474-485)

71— Bir derdin dermanı, başka bir derde zehir olabilir. Bir derman, haddinden geçse, dert getirir.

72—

73— Cemâatte vâhid-i sahih olmazsa; cem’ ve zamm, kesir darbı gibi küçültür. (Hâşiye)

74— Adem-i kabûl, kabûlü ademle iltibas olunur. Adem-i kabûl; adem-i delil-i sübut, onun delilidir. Kabûlü adem, delil-i adem ister. Biri şek, biri inkârdır.

75— Îmanî mes’elelerde şübhe, bir delili, hatta yüz delili atsa da; medlûle îras-ı zarar edemez. Çünkü binler delil var

.76— Sevâd-ı a’zama ittiba edilmeli. Ekseriyete ve sevâd-ı a’zama dayandığı zaman, lâkayd Emevîlik, en nihayet Ehl-i Sünnet cemâatine girdi. Adedce ekalliyette kalan salâbetli Alevîlik, en nihayet az bir kısmı Râfızîliğe dayandı.

77— Hakta ittifak, ehakta ihtilaf olduğundan; ba’zan hak, ehaktan ehaktır; hasen, ahsenden ahsendir. Herkes kendi mesleğine “Hüve hakkun” demeli, “Hüvel hakku” dememeli. Veyahut “Hüve hasen” demeli, “Hüvel hasen” dememeli.

78— Cennet olmazsa, Cehennem tâzib etmez.

79— Zaman ihtiyarlandıkça, Kur’ân gençleşiyor; rumuzu tavazzuh ediyor. Nur, nâr göründüğü gibi; bazan şiddet-i belâğat dahi, mübalağa görünür.

80— Hararetteki merâtib, bürûdetin tahallülü iledir; hüsündeki derecat, kubhun tedahülü iledir. Kudret-i ezeliye zâtiyedir, lâzımedir, zarûriyedir;acz tahallül edemez, merâtib olamaz, herşey ona nisbeten müsâvidir.

----------------------------------
(Hâşiye): Hesabda ma’lûmdur ki; darb ve cem’, ziyâdeleştirir. Dört kere dört, on altı olur. Fakat kesirlerde darb ve cem’, bilakis küçültür. Sülüsü sülüs ile darbetmek, tüsü’ olur; yâni, dokuzda bir olur. Aynen onun gibi, insanlarda sıhhat ve istikamet ile vahdet olmazsa; ziyâdeleşmekle küçülür, bozuk olur, kıymetsiz olur!..

Dinle
-