Mektubat | On Dördüncü ve On Beşinci Mektup | 56
(50-60)

Üçüncüsü: Emevîlerin Hâşimîlere karşı an’anesindeki rekabet damarı, Yezid gibi ba’zılarda bulunduğu için, şefkatsiz bir gadre kabiliyet göstermişti.

Dördüncü bir sebeb de Hazret-i Hüseyin’in taraftarlarında bulunuyordu ki; Emevîlerin, Arab milliyetini esas tutup, sâir milletlerin efradına “memalik” ta’bir ederek köle nazariyle bakmaları ve gurur-u milliyelerini kırmaları yüzünden, milel-i sâire Hazret-i Hüseyin’in cemâatine intikam-kârâne ve müşevveş bir niyetle iltihak ettiklerinden, Emevîlerin asabiyet-i milliyelerine fazla dokunmuş, gâyet gaddarâne ve merhametsizcesine meşhur fâciaya sebebiyet vermişlerdir.

Mezkûr dört esbab, zâhirîdir. Kader noktasından bakıldığı vakit; Hazret-i Hüseyin ve akrabasına o fâcia sebebiyle hâsıl olan netâic-i uhreviye ve saltanat-ı rûhaniye ve terakkiyat-ı ma’nevîye o kadar kıymetdardır ki, o fâcia ile çektikleri zahmet, gâyet kolay ve ucuz düşer. Nasılki bir nefer, bir saat işkence altında şehid edilse; öyle bir mertebeyi bulur ki, on sene başkası çalışsa, ancak o mertebeyi bulur. Eğer o nefer şehid olduktan sonra ona sorulabilse, “Az bir şey ile pek çok şeyler kazandım” diyecektir.

Dördüncü suâlinizin meâli: Âhirzamanda Hazret-i İsâ Aleyhisselâm Deccal’ı öldürdükten sonra, insanlar ekseriyetle din-i hakka girerler. Halbuki rivayetlerde gelmiştir ki: Yeryüzünde Allah Allah diyenler bulundukça kıyamet kopmaz.” Böyle umûmîyetle îmana geldikten sonra nasıl umûmîyetle küfre giderler?

Elcevab: Hadîs-i sahihte rivayet edilen: “Hazret-i İsa Aleyhisselâm’ın geleceğini ve şerîat-ı İslâmiye ile amel edeceğini, Deccal’ı öldüreceğini” îmanı zaîf olanlar istib’ad ediyorlar. Onun hakîkatı îzah edilse, hiç istib’ad yeri kalmaz. Şöyle ki:

O hadîsin ve Süfyan ve Mehdi hakkındaki hadîslerin ifade ettikleri ma’na budur ki: Âhirzamanda dinsizliğin iki cereyanı kuvvet bulacak:

Birisi: Nifak perdesi altında, risâlet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) inkâr edecek Süfyan nâmında müdhiş bir şahıs, ehl-i nifakın başına geçecek, şerîat-ı İslâmiyenin tahribine çalışacaktır. Ona karşı Âl-i Beyt-i Nebevînin silsile-i nurânîsine bağlanan, ehl-i velâyet ve ehl-i kemâlin başına geçecek Âl-i Beytten Muhammed Mehdi isminde bir zât-ı nurânî, o Süfyan’ın şahs-ı ma’nevîsi olan cereyan-ı münâfıkaneyi öldürüp dağıtacaktır.

İkinci cereyan ise: Tabiiyyun, maddiyyun felsefesinden tevellüd eden bir cereyan-ı Nemrudane, gittikçe âhirzamanda felsefe-i maddiye vâsıtasiyle intişar ederek kuvvet bulup

Dinle
-