Üçüncü Hatveye :
âyeti işâret ediyor.
Dördüncü Hatveye: âyeti işâret ediyor.
Şu dört hatvenin kısa bir îzahı şudur ki:
Birinci Hatvede: âyeti işâret ettiği gibi: Tezkiye-i nefs etmemek. Zîra insan, cibilliyeti ve fıtratı hasebiyle nefsini sever. Belki, evvelâ ve bizzât yalnız zâtını sever, başka herşey’i nefsine fedâ eder. Ma’bûd’a lâyık bir tarzda nefsini medheder. Ma’bûd’a lâyık bir tenzih ile nefsini meâyibden tenzih ve tebrie eder. Elden geldiği kadar kusurları kendine lâyık görmez ve kabûl etmez. Nefsine perestiş eder tarzında şiddetle müdafaa eder. Hatta fıtratında tevdi’ edilen ve Ma’bûd-u Hakîki’nin hamd ve tesbihi için ona verilen cihâzât ve istidâdı, kendi nefsine sarfederek sırrına mazhar olur. Kendini görür, kendine güvenir, kendini beğenir. İşte şu mertebede, şu hatvede tezkiyesi, tathiri: Onu tezkiye etmemek, tebrie etmemektir.
İkinci Hatvede:
dersini verdiği gibi: Kendini unutmuş, kendinden haberi yok. Mevti düşünse, başkasına verir. Fenâ ve zevâli görse, kendine almaz ve külfet ve hizmet makamında nefsini unutmak, fakat ahz-ı ücret ve istifade-i huzûzat makamında nefsini düşünmek, şiddetle iltizam etmek, nefs-i emmârenin muktezasıdır. Şu makamda tezkiyesi, tathiri, terbiyesi; şu hâlin aksidir. Yâni nisyan-ı nefs içinde nisyan etmemek. Yâni huzûzat ve ihtirasatta unutmak ve mevtte ve hizmette düşünmek.
Üçüncü Hatvede:
dersini verdiği gibi;