Barla Lahikası | Mektub 269 | 276
(276-276)

Aziz, Sıddık, Müdakkik Kardeşim Re’fet Bey!

Sorduğun suale en kolay ve ruhsatlı cevab senin cevabındır. Mülteka Şerhi Damad’ın ve Merak-ul Felah ikisi demişler: İki Ramazan için bir keffaret kâfidir. Müteaddid vakıâlara bir keffâret kifâyet eder. Çünkü tedâhül vardır. Ve  demişler. Hakîkat nokta-i nazarında bu mes’elede azimet var, ruhsat var. Azimet hali, kuvveti müsaid ise, her Ramazan için ayrı bir keffaret var. Fakat ruhsat ciheti, tedâhül sırrına binaen müteaddid Ramazan için bir keffaret farz, ayrı ayrı keffaret müstehab derecesinde kalır. Bu keffarette ma’na-yı ukubetle ma’na-yı ibâdet ikisi dahi münderic olduğu için, hem kerhen icbar edilmeyecek, hem tedâhül eder.

Aziz kardeşim! Fıkhü’l-ekber olan esasat-ı îmaniye ile meşgul olduğumuz için, nakle ve ehl-i içtihadın medârikine ve meâhizine bakan dekâik-i mesâil-i fer’iyeye zihnim şimdilik ciddî müteveccih olamıyor. Zâten yanımda da kitablar olmadığı gibi, vaktim de yoktur ki, müracaat edeyim. Hem ulemâ-yı İslâm o kadar tedkikat-ı sâibe yapmışlar ki, füruata dâir tedkikat-ı amîkaya ihtiyaçları kalmamış. Eğer hakîki ihtiyaç hissetseydim, böyle füruata dâir müçtehidînin derin me’hazlerine gidip, ba’zı beyânatta bulunacaktım. Belki de, daha o nevi hakâika meşguliyet zamanları gelmemiş, her ne ise. Size bu def’a Sure-i Feth’in âhirine aid ve onun münâsebetiyle

âyetine dâir beyânatı ve Minhâc-ı Sünnet nâmındaki Lem’ada sırrına dâir muhakematı, nasıl buluyorsunuz? Kardaşın Husrev ile sen, Şeyh-i Geylanî’nin keramat-ı gaybiyesinin bütün parçalarıyla bir nüsha yazıp, Hulûsî Bey’e gönderseniz iyi olur. Âsım Bey’e de onlar bütün gitmelidir. Başta (Gavs-ı A’zam’ın ta’biriyle Bekir Bey) bizim ta’birimizle Bekir Ağa, Ahmed Husrev, Lütfü, Rüşdü, Hâfız Ahmed, kayınpederin Hacı İbrahim Bey ve Sezâi Bey olarak umum kardaşlarınıza selâm, duâ ediyorum. Ve mübârek ve bahtiyar Bedreddin’in başından öperim. O Kur’ân’ı okudukça bana duâ etsin. Öyle ma’sûmun duâsı inşâallah hakkımızda makbuldür. Onun vâlidesi olan âhiret hemşireme ayrıca duâ ediyorum. Bedreddin gibi bir evlâd sâhibesi olduğundan tebrike şâyandır. Bedreddin’in okuduğu her bir harf-i Kur’ân’ın, on sevabdan tut tâ bine kadar uhrevî meyveleri vardır. Hem vâlidesinin defter-i a’mâline, hem hoca ve üstadının defter-i a’maline dahi o sevablar kaydolunur.

Kardeşiniz

Said Nursî

Dinle
-