Barla Lahikası | Mektub 27 | 34
(34-34)

Bu def’a istinsahına muvaffak olduğum nurlu Yirmi Dokuzuncu Söz’de, melâike denizlerinde sefâin-i Kibriyaya yapışarak seyran ederken ve beşerin hatâ-savab işlediği ef’ali, kat’i olarak umûmî yoklama defter-i kebirinde okunacağını, nef’ ve zarar hiçbir şey’in mektûm bırakılmayacağını, şiddetle ihtar eden, beka-i ruh âlemini temaşa ederken; matlab-ı a’lâ ve maksad-ı aksâ olan ba’s ve mahkeme-i kübrânın ahkâmını kabl-el vuku’ makam-ı istima’da dinlerken ve bilhassa “Medârlar” merdivenlerinden âlî makamlara ma’nevî suûd ederken, hele Onuncu Medâr ve Üçüncü, Dördüncü Mes’elelerde deniz dalgıçları gibi derya-yı ma’nevîyatta dalıp yüzerken, o kadar envâr-ı hakâik-i kibriyaya ve ezvak-ı letaif-i ulyaya müstağrak oldum ki, arz ve ifadeden âcizim.

Sabri


Dinle
-