Kastamonu Lahikası | Mektup 46 | 72
(72-72)

Sonra o hakîkatın maddî ciheti dahi vücûda gelmeye başladı.

Sultan Reşad, on dokuz bin altun lirayı Van’da temeli atılan o Medresetüzzehrâ’ya verdi, temel atıldı. Fakat sâbık Harb-i Umumî çıktı, geri kaldı.

Beş-altı sene sonra Ankara’ya gittim, yine o hakîkata çalıştım. İki yüz meb’ustan yüz altmış üç meb’usun imzalarıyla, o medresemize -yüz elli bin banknota iblağ ederek- o tahsisat kabul edildi. Fakat binler teessüf medreseler kapandı, onlar ile uyuşamadım, yine geri kaldı. Fakat Cenâb-ı Erhamürrâhimîn o medresenin ma’nevî hüviyetini Isparta Vilayetinde te’sis eyledi, Risâle-i Nur’u tecessüm ettirdi. İnşâallah istikbalde Risâle-i Nur şâkirdleri, o âlî hakîkatın maddî sûretini de te’sis etmeye muvaffak olacaklar.

Eski Said’in İttihad Terakki komitesine şiddet-i muhalefetiyle beraber, onların hükûmetine ve bilhassa orduya karşı tarafgirane yüksek takdiratı ve iltizamları ise, bir hiss-i kabl-el vuku’ ile yağı içinde bulunan o cemaat-ı askeriyede ve cem’iyet-i milliyede bir milyona yakın evliya mertebesinde olan şühedayı, altı-yedi sene sonra tezahür edeceğini hissetmiş. İhtiyarsız olarak, meşrebine muhalif onlara dört sene tarafgir bulunmuş. Sâbık Harb-i Umumî çalkamasıyla o mübârek yağı alındı, yağı alınmış bir ayrana döndü. Yeni Said dahi Eski Said’e muhalefet edip mücahedesine döndü.

* * *

(46)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Size bu def’a iki parçayı gönderiyorum:

Birisi: Evvelce bir kısmını size göndermiştim. Şimdi bir ihtar-ı ma’nevî ile o parça hem tekmil edildi, hem ehemmiyetli olduğu bildirildi. Eski Said’in siyasetle münâsebetdar eski eserlerini görenlere fâidesi var; fakat bir parça mahremcedir, Lâhika’ya girmeli.

İkinci parça: Ma’nevî bir ihtara binâen, Risâle-i Nur’un hizmetine bilmeyerek zarar verebilen bazı yeni eserleri alan bir kardeşimizi bir îkaz, bir ihtardır ki; sâir Risâle-i Nur talebeleri vazifelerine halel vermemek için bir tenbihtir. Bu da Lâhika’ya girsin.

Səs yoxdur