Kastamonu Lahikası | Mektup 166 | 265
(265-265)
(166)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Cenâb-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki; bu gaflet mevsimi olan baharda ve derd-i mâişet belâsında, Risâle-i Nur fütûhatında devam ediyor. İstanbul’dan yazıyorlar ki; oraya giden, başta Hüsrev’in Mu’cizat-ı Ahmediye’si olarak, risâleleri her kim görmüş ve okumuş ise, başta Fetva Emini Ali Rıza olarak herkes hayret ve istihsan ile “Bu tarz-ı ifade ve isbat ve beyan, hiçbir kitabda bulmamışız. Bu şerâit içinde böyle eserler hiç kimseye müyesser olmamış.” deyip kemâl-i iştiyak ile karşılıyorlar. Ve Ankara’da dünyaca yüksek makamlarda, askeriye hey’etinde kemâl-i iştiyak ve takdir ile Risâle-i Nur’u yazıp okutturuyorlar. Başta Miralay Mehmed Yümnü olarak mühim askerî paşalar, “Risâle-i Nur îmân kurtarıcıdır” diye takdirkârane tam teslimiyetle okuyup istifade ediyorlar.

Hattâ burada da pek çok ayrı ayrı tarzda Risâle-i Nur aleyhinde yaptıkları desiseler ve tedbirler ve şâkirdleri soğutmak ve sarsmak plânları, husûsan derd-i mâişet belâları, Risâle-i Nur’un inkişafını durdurmuyor. Günden güne tevessü’ ediyor. Hattâ en ziyâde hücum edenler dahi, perde altında istifadeye çalışıyorlar. Cenâb-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki, inâyet-i İlâhiye ve himâyet-i Rabbâniye devam ediyor. Fakat yalnız ehemmiyetli bir plânla, ayrı bir cephede, mütemerrid münafıklar tarafından bir hücum var. Çok ihtiyat ve dikkat ve sebat ve tesânüd lâzımdır ki, tâ onların bu plânı da akîm kalsın. Plân da budur:

“Risâle-i Nur talebeleri içinde tesânüdü bozmak.” On sekiz seneden beri hakkımızda proğramları, has talebeleri bizden kaçırmak ve soğutmak idi. Bu plânları akîm kaldı. Şimdi tesânüdü bozmak ve bazı menfaatperest fakat ehl-i ilim ve ehl-i dinden, Risâle-i Nur’un cereyanına karşı rakib çıkarmak sûretiyle intişarına zarar vermeye çalışıyorlar.

Hem Ramazan Risâlesi’nin âhirinde nefs-i emmâreyi her nevi azabdan ziyâde, açlık ile temerrüdünü terkettiği gibi; şimdiki ehl-i nifakın mütemerridane sefâhetinin cezası olarak umuma ve ma’sûmlara da gelen bu açlık ve derd-i mâişet belâsından, ehl-i dalâlet istifade edip, Risâle-i Nur’un fakir şâkirdlerinin aleyhine isti’mal etmek ihtimali var.

Səs yoxdur