Kastamonu Lahikası | Mektup 73 | 111
(111-111)

hem çoktan beri sukût-u ahlâka ve hayat-ı dünyeviyeyi her cihetle hayat-ı uhreviyeye tercih ettirmeye sevkeden dehşetli esbâb altında Risâle-i Nur’un şimdiye kadar fütûhatı ve zındıkların ve dalâletlerin savletlerini kırması ve yüz binler bîçârelerin îmânlarını kurtarması ve herbiri yüze ve bine mukabil yüzer ve binler hakîki mü’min talebeleri yetiştirmesi, Muhbir-i Sadık’ın ihbarını aynen tasdik etmiş ve vuku’at ile isbat etmiş ve inşâallah daha edecek. Ve öyle kökleşmiş ki; inşâallah hiçbir kuvvet Anadolu’nun sînesinden onu çıkaramaz. Tâ âhirzamanda, hayatın geniş dâiresinde asıl sâhibleri, yani Mehdi ve şâkirdleri (Hâşiye) Cenâb-ı Hakk’ın izniyle gelir, o dâireyi genişlettirir ve o tohumlar sünbüllenir. Bizler de kabrimizde seyredip, Allah’a şükrederiz.

Hâfız Ali’nin kıymetdar bir kardeşimiz olan Aydın’lı Hasan Âtıf hakkında medhi ve tafsili bizi minnetdar etti. O kardeşimiz haslar içinde her sabah yanımızdadır.

* * *

(73)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Sizi tebrik ediyoruz, hakîkaten müdakkik hâfızlarsınız. Hüsrev’in yazdığı Kur’an’da incecik sehivlerini bulmanız, hıfzınızın kuvvetine tam delâlet ediyor. Bizler size minnetdar olduk ve teşekkür ediyoruz. Cenâb-ı Hak sizlerden ebeden razı olsun. Bu münâsebetle Risâle-i Nur’un kahramanı olan Hüsrev, Risâle-i Nur’un hizmetinde gösterdiği hârikaları, nümûne olmak için bir kısmını beyan edeceğiz. Şöyle ki:

Bu zât, dokuz-on sene zarfında dört yüz risâle kadar dikkatli ve tevafuklu olarak Risâle-i Nur’dan yazdığı gibi; hâfız olmadığı halde yazdığı iki mükemmel Kur’an ile ve üçüncüsünü -müteferrik sûrette- gözle görünür bir nevi i’caz-ı Kur’anı gösterir bir tarzda üç Kur’ânı yazmış; tam mukabele edilmeden bize gelmiş; biz de mukabele etmeden size göndermiştik. Sizler de kemâl-i dikkatle hareke ve harflerde gördüğünüz kırk-elli sehiv, Hüsrev’in kaleminin ne derece hârika olduğunu gösterir.


Hâşiye: Bu cümle Bediüzzaman Hazretleri hayatta iken bizzat kendileri kontrol ve tashihden geçirdikleri 1958 de Ankara’da basılan (Tarihçe-i Hayatı Meslek ve Meşrebi) adlı kitabının 219. sahifesinde mevcûddur.


Səs yoxdur