Aziz Vefadar ve Sıddık Kardeşim Sabri!
Benim yanımda zâyi’ olmak ihtimali bulunan kendi müşevveş yazımla yazılan müsveddeleri size göndermek için bir vâsıta bulamadığımdan ve iki sene evvel Risâle-i Nura ait İşârât-ı Kur’âniyenin bir kısım müsveddesini Hüsrev’e gönderdiğim halde vüsûlünde hiç bir haber alamadığımdan ve ehl-i dünya bana çok dikkat ve tecessüs ettiklerinden çok mahzun idim, daha muhabere edemedim.
Ne olursa olsun diye, şimdi niyet ettim ki, bir vasıta ile sana o kıymetli emanetleri muhafaza etmek ve benim için tebyiz etmek için cevabın gelirse göndereceğim. Bir keseye bazı âdi şeyler içinde, emanet sûretinde bir hediye ve başka bir adam tarafından gönderilmesini, siz nasıl münâsib görürseniz öyle yapalım.
Sen bilirsin, oralardaki kardaşlarıma ne kadar alakadarım. Eğer isimlerini yazabilseydim, kimleri yazacağımızı da bilirsin, seni tevkil ediyorum.
Yalnız müsveddeleri güzelce tebyiz et ve benim hattımı tam okuyabilen ve hatırımdan çıkmayan ve hayat ve sıhhatlarından haberim olmayan Şamlı Hâfız Tevfik, Hüsrev, Hâfız Ali gibi kardaşlarım mahremce o müsveddeleri tebyiz etsinler. Bilemedikleri bir yeri beraberce baksınlar.