Kastamonu Lahikası | Mektup 39 | 64
(64-64)

(okunmayan ikinci vav ve hemze sayılmaz) makamı olan altı yüz bir (601) adediyle, Risâle-i Nur’un beş yüz doksan dokuz (599) makamına ve Resail-in Nur makamına yalnız iki farkla, iki ismine tevafuku dahi bir emâre olduğu ve;



cümle-i tevhidiye-i kudsiyenin makam-ı cifrîsi ve ebcedîsi olan bin üç yüz altmış (1360) adediyle (Hâşiye) tam tamına bu acib isyan, tuğyan ve temerrüd asrının ve Garîb küfran ve galeyan ve ilhad zamanının bu senesine ve bulunduğumuz bu tarihe tevafuku ve tetabuku elbette kuvvetli bir emâredir ki; bu pek büyük ve geniş ve âmm olan tevhid ve şehâdetin medâr-ı nazar ehemmiyetli efrâdı ve mâsadakları, her zamandan ziyâde bu şehâdete muhtaç bu asrın bu vaktinde bulunacaktır. Ve şimdilik o şehâdeti te’sirli bir sûrette isbat eden Resail-in Nur o efrâddan birisi ve husûsî medâr-ı nazar olduğuna pek çok emâreler ve işaretler ve beşâretler vardır. َ





Hâfız Ali (R.H)


* * *

(39)

BİRDEN İHTAR EDİLEN BİR MES’ELE:

Âhirzamanda bir şahsın hatîat ve günahlarının gâyet dehşetli bir yekûn teşkil ettiğine dâir rivâyetler vardır. Eskide acaba âdi bir adam, binler adam kadar günah işleyebilir mi ve o âhirzamanda bildiğimiz günahlardan başka hangi günahlardır ki kâinatın he’yet-i mecmûasına dokunur, kıyametin kopmasına ve dünyaları başlarına harab olmasına sebebiyet verir, diye düşünürdüm. Şimdi bu zamanda müteaddid esbâbını gördük.


Hâşiye: Okunmayan iki hemze sayılmaz.

Səs yoxdur