Kastamonu Lahikası | Mektup 102 - 103 | 153
(153-153)

Hem te’lif, ihtiyârımız dâiresinde değil. Hem Risâle-i Nur şâkirdlerinin te’liften hisseleri kalmak için, bazı ehemmiyetli esbâb ve ârızalar mani oldu.

Burada başta Âsiye olarak Ulviye, Lütfiye gibi çok çalışkan hanım şâkirdler, Medrese-i Nuriye’deki hemşirelerine ve selâm gönderen Sabri’nin refikasına hem kardeşlerine arz-ı hürmet ve selâm ve dua ederler.

Umum kardeşlerimize birer birer selâm ve dua ederiz.

* * *

(102)

Aziz, Sıddık Kardeşim!

Kahraman Tahirî’nin ve Kâtib Osman’ın mektubları hakîkaten benim için bir ilâç hükmüne geçti. Yarım maddî, yarım ma’nevî endişe hastalığına bir tiryak hükmüne geçti. Cenâb-ı Hak onlardan ve sizlerden ebeden razı olsun. Evet azm ve sebatınız ve ihlas ve ciddiyetiniz, ehl-i dünyayı mağlub etmiş ve ediyor. Yoksa bir tek Tesettür Risâlesi’yle yüz yirmi adamı tevkif edenleri, yüz otuz risâle ile bir tek adamı tevkif edemediklerinin sebebi; ihlasınız ve metânetinizdir, hükmediyor.

Tahirî’nin Hizb-ül Ekber ve Vird-ül A’zamın tab’ için İstanbul’a gitmesini bütün ruhumuzla onu tebrik ve muvaffakıyetine dua ediyoruz. İstanbul’da Şefik’ten başka Risâle-i Nur’la ciddî alâkadarlar çoktur, fakat adreslerini bilmiyorum. Yalnız Barla’lı Hacı Bekir ve İnebolu’lu, icra dâiresinde bulunan Hâfız Emin ve Güran’lı Mehmed Efendi’yi de Şefik vasıtasıyla bulabilir. İstanbul dostları münâsebetiyle, meşhur bir vaiz benim ile görüşmek için gelmiş, görüşemeden gitmiş. Bir zâta yazılan bir mektubun sûreti size gönderiliyor; belki oradaki bazı adamlar, bu adam gibi o hitaba muhtaçtırlar.

* * *

(103)

İstanbul’a uğrayan Risâle-i Nur şâkirdleri senin gayret ve ciddiyetini ve te’sirli vaazını bize haber verdiler. Senin gibi metin ve hâlis bir zâtı, Risâle-i Nur dâiresinde görmek arzu ediyorlar. Ben de onlar gibi cidden seni Risâle-i Nur dâiresinde görmek istiyorum.

Səs yoxdur