Kastamonu Lahikası | Mektup 113 | 166
(166-166)

(113)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelâ: Sizin geçmiş Leyle-i Mi’rac ve gelecek Leyle-i Berâtınızı tebrik ediyoruz ve makbul dualarınızı rica ediyoruz.

Sâniyen: Yirmi beşinci Söz olan Mu’cizat-ı Kur’aniye’nin nısf-ı âhiri, acelelik belâsıyla gâyet mücmel kalmasına bedel; size evvelce yazdığım gibi, bazı lâhikaları onun âhirine ilhak etmiştik. Şimdi en mühim bir parça, yirmi sene evvel tab’edilen Lemaat’ta gördük. Onun da Mu’cizat-ı Kur’aniye zeyilleri içine derci pek münâsib görüldü.

Kahraman Tahirî’nin bana getirdiği bir nüsha Lemaat’ı çok kıymetdar gördüm. Eğer bir nüsha daha o havalide varsa, siz de o parçayı nüshalarınızın âhirine yazarsınız. Zâten Lemaat, kendisi de hârikadır. Ramazan-ı Şerif’te yirmi gün zarfında, nesir bir sûrette, tekellüfsüz birden yazılmış. Sonra baktık ki sehl-i mümteni’ gibi bir nesr-i manzum ve bir nazm-ı mensur sûretini almış. İçinde bu parça daha hârikadır. Lemaat’ta o parçanın serlev-hası: “Îcaz ile beyan İ’caz-ı Kur’an.”

“Bir zaman rü’yada gördüm ki: Ağrı Dağı altındayım. Birden dağ patladı, dağ gibi taşları âleme dağıttı, sarstı cihanı.”

Bundan tâ, “Tarz-ı nazar ikidir; biri zulmetdar, diğeri ziyâdar” serlev-hasına kadar.

Eğer Lemaat sizin elinize geçmemişse, o parçayı buradan size göndereceğiz.

Səs yoxdur