Kastamonu Lahikası | Mektup 169 | 269
(268-270)

Kur’an’ın son yazılan nüshasını da lüzum olduğu ve bilfiil tab’etmek için geldiğiniz zaman İstanbul’a göndereceğim. Hüsrev’in uzun ve te’sirli ve kıymetdar mektubu ve hâşiyesinde kahraman Rüşdü’nün küçücük mektubu ve pek çok alâkadar olduğum ehemmiyetli kardeşlerimizin kalemleriyle bize yardımları ve Risâle-i Nur’la iştigali her şeye tercih etmeleri ve Hüsrev’in de

mütemadiyen geleliden beri çalışması isbat ediyor ki; Isparta tamamıyla Risâle-i Nur’a sâhib olmuş ve bir Said yerinde, bin Said’i bulmuş. Cenâb-ı Hakk’a nihayetsiz şükür, sena ve hamd olsun. Mu’cizeli Kur’an’ımızın matbaa ve teclid masrafı otuz bin liraya çıkması cihetiyle, bu azîm mes’ele şimdilik te’hir etmesine mecbûriyet var.

Re’fet Bey’in bizi hayrete düşüren hayretli ve garîb mektubunun baştaki kısmı, Lâhika’ya medâr-ı ibret olarak yazıyoruz. Ve bilhassa “Ene ve Zerre” nâmındaki Otuzuncu Söz’ü her mü’minin ezber etmesi zarurîdir demesi; ve o eserin kıraetinden sonra Barla’da Abdurrahîm nâmını kazanan ve “ya Rahîm ya Rahîm” zikrini bize işittiren mübârek kedinin bir kardeşi olarak diğer mübârek bir kedi, Ezan-ı Muhammedî’yi (A.S.M.) müştakane, insan gibi dinlemesi, bize de sizin kadar hayret ve sürûr verdi. Ve Ezan-ı Muhammedî’yi (A.S.M.) tam zuhuruna işaret müjdesi telakki ettik. Ve Kâtib Osman ve Mehmed Zühdü gibi hizmet-i Kur’aniyede eski ve ehemmiyetli ve kıymetdar Tenekeci Mehmed’in de rü’yası ehemmiyetlidir. Allah hayretsin. Isparta için çok hayırdır, onun içinde ehemmiyetli bir müjdedir.

Re’fet kardeşimizin mektubu dört cihetle beni memnun etmiş. Zâten eskiden beri Hüsrev, Re’fet, Rüşdü; hayâlimde, tasavvurumda birleşmişler. Cenâb-ı Hakk’a şükür ki, onlardan ümid ettiğim kemâl-i sadâkat ve sebat devam ediyor.

Hem Hüsrev’in ve Hâfız Ali’nin mektublarında isimleri bulunan sebatkâr kardeşlerime ve Kâtib Osman ve Mehmed Zühdü ve Isparta Hâfız Ali’si ve Sava kahramanlarına birer birer selâm ve dua ediyoruz. Şimdi bu mektubu yazarken, Risâle-i Nur santralı Sabri’nin mektubunu Emin getirdi. Açtık, yağmursuzluk bahsine dâir Risâle-i Münacat’ın kesretle yazılması bereketiyle yağmurun gelmesi ve rahmet-i İlâhiyenin fakir fukaraya imdad eylemesini yazdığını gördük. Benim için ehemmiyetli bir mes’eleyi halletti.

Səs yoxdur