Emirdağ Lâhikası | Mektup 12 | 18
(18-18)

Kardeşlerim! Hiç merak etmeyiniz. Kat’i kanaatım geldi, bizler bir inâyet altında, gâyet ehemmiyetli bir hizmette ve ihtiyar ve iktidarımız haricinde bir dest-i gaybi tarafından istihdam ediliyoruz. Çok def’a


sırrına mazhar oluyoruz. Bu çalışmada zahmet pek az, ücret pek çok.


* * *

(12)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Sizin gâyet mübârek ve Cennet meyveleri gibi şirin hediyelerinizi ve Denizli cihetindeki beşaretinizi aldım. Şimdi bu dakikada pek çok işler beni uzun konuşturmayacak; kısa kesmeye mecbûr oldum. Çünkü, hediyeyi getiren çabuk gidecek diye acele yazdım.

Evvelâ: Son parçada, başta


bin üç yüz kırk dört sehivdir. Eğer okunmayan iki hemze ve medde sayılmazlarsa sehiv değil; hem çok manidardır. Doğrusu bin üç yüz kırk yedidir ki, parçanın âhirinde tekrar doğru yazılmış. Hem bâki kalan kısmı hem ehemmiyetli, hem dünyaya baktığı için ve



’daki



o parçadaki tağuta baktığından şimdilik yazdırılmadı.

Ve saniyen: Fihristede Âyet-i Hasbiye olan “Dördüncü Şuanın” fihristesi, “İhtiyar Lem’asının” on dördüncü ricası yerinde yazılsın. Hakîkaten münasib görünüyor, tam bir ricadır.

Salisen: “Yirmi Sekizinci Lem’anın” Yirmi Sekizinci Nüktesinin aynı fihristesi değil, “On Beşinci Söz’ün” âhirinde yazılsın. Çünkü ikisi aynı hakîkatten bahsediyor.

Rabian: Merhum Hafız Ali’nin “Lem’alarını” tashih ettim. Yakında inşâallah gönderilecek.

Bu günlerde mübârek kahramanların Firdevsî ve Yusufî “meyvelerini” tashih ederken, o risâle bana o derece kuvvetli ve kıymetli göründü ki, bağırarak dedim: Bütün çektiğimiz hapis sıkıntıları yüz misli ziyâde olsa da, yine bu Meyve Risâlesi, yüz derece daha fazla iş görmüş. En muannidleri de îmana getirerek geniş dâirelerde kendini zevkle okutturuyor.

“Ey bana sıkıntı veren bedbahtlar! Bana ne yaparsanız yapınız, beş para vermem; başımıza ne gelse ucuzdur; ayn-ı inâyettir ve mahz-ı rahmettir” diye tam teselli buldum.

Umum Risâle-i Nur talebelerine selâm ve selâmetlerine dua ederiz.

* * *
Səs yoxdur