Emirdağ Lâhikası | Mektup 15 | 23
(23-24)
(15)


(BANA HİZMET EDEN KÜÇÜCÜK BİR RİSÂLE-İ NUR TALEBESİNİN ÇOKLAR NÂMINA SORDUĞU SUALİNE CEVABIDIR.)

Sual: Üstadım, yağmur duası ve namazın neticesi görünmedi, faidesiz kaldı; iki üç def’a bulut toplandı, yağmur vermeden dağıldı. Neden?

Elcevab: Yağmursuzluk, bu çeşid dua ve namazın vaktidir; illeti ve hikmeti değil. Nasıl ki güneş ve ayın tutulması zamanında Küsuf ve Husuf Namazı kılınır ve güneşin gurubuyla Akşam Namazı kılınır; öyle de: Yağmursuzluk, kuraklık, yağmur namazının ve duasının vaktidir. İbadet ve duanın sebebi ve neticesi, emir ve rıza-i İlâhîdir; faidesi, uhrevîdir. Eğer namazdan, ibâdetten dünyevi maksatlar niyet edilse, yalnız onlar için yapılsa, o namaz battal olur. Meselâ: Akşam namazı güneşin batmaması için ve Husuf Namazı ayın açılması için kılınmaz. Öyle de: Bu nevi ibâdet, yağmuru getirmek için kılınsa, yanlış olur. Yağmuru vermek, Cenâb-ı Hakkın vazifesidir. Biz, vazifemizi yaptık; onun vazifesine karışmayız. Gerçi yağmur namazının zâhir neticesi yağmurun gelmesidir, fakat asıl hakîki, en menfaatli neticesi ve en güzel ve tatlı meyvesi şudur ki: Herkes o vaziyetle anlar ki, onun tayınını veren babası, hânesi, dükkânı değil; belki onun tayınını ve yemeğini veren, koca bulutları sünger gibi ve zemin yüzünü bir tarla gibi tasarrufunda bulunduran bir zat, onu besliyor, rızkını veriyor. Hattâ en küçücük bir çocuk da, −dâima aç olduğu vakit validesine yalvarmağa alışmışken− o yağmur duasında küçücük fikrinde büyük ve geniş bu ma’nayı anlar ki: Bu dünyayı bir hâne gibi idare eden bir zat; hem beni, hem bu çocukları; hem validelerimizi besliyor, rızıklarını veriyor. O vermese, başkalarının faidesi olmaz. Öyle ise ona yalvarmalıyız der, tam îmanlı bir çocuk olur. Bu münâsebetle kısacık altı nokta beyan edilecek.

Birinci Nokta: Ni’met ve rahmet-i İlâhîyenin fiatı, şükürdür. Biz, şükrü hakkiyle vermedik. Evet, rahmetin fiatını şükürle vermediğimiz gibi; zulmümüzle, isyanımızla gadabı celbediyoruz. Şimdi zemin yüzünde zulüm ve tahribat, küfür ve isyan ile nev-i beşer, tam tokada kendini müstehak etti ve dehşetli tokatlar yedi. Elbette bir parça hissemiz de olacak.

İkinci Nokta: Hadisde var ki: “Hattâ deniz dibindeki balıklar dahi, günahkâr ve zâlimlerden şekva ediyorlar ki; onların yüzünden yağmur kesilir, hattâ bizim de nafakamız azalır derler.” Evet bu zamanlarda öyle günahlar, zulümler oluyor ki; rahmet istemeye yüzümüz kalmıyor; ma’sûm hayvanlar da azab çekerler.

Səs yoxdur