Emirdağ Lâhikası | Mektup 126 | 162
(162-162)

Beni gezdiren Nureddin’e dedim. O da benim gibi o kuşun o garib vaziyetinden hayret ediyordu. Birden, biz onun, sırrını ifşa ettiğimizden kayboldu. İkinci gün, hem tesellikâr Nazif’in mektubunu ve makinesinin yeni mahsulünü, hem Abdurrahman Selâhaddin’in medâr-ı merak mektubunu ve bana şapka için Ankara’da sıkıntı veren Vali Nevzad’ın intihariyle, kendi tokadını ve cezasını kendi eliyle verilmesini ve “Zülfikâr” hizmetine hiç bir taarruz olmadığını ve devam ettiğini; hem Medreset-üz-Zehranın kahramanları hiç telâş etmeyerek “Zülfikâr”a devamlarını ve hakîkat-ı hali beyan etmelerini; ve çok alâkadar olduğum Atabey kahramanlarının ve Lütfi vârislerinin ve büyük merhum Hâfız Ali’nin vekil ve vâris ve hizmet-i Nuriyede muktedir arkadaşlarının, Tahirî ve Abdullah Çavuşun tebrik mektublarını ve Ali köyü’nün imamı Ali’nin bu yeni taarruzda pek merdane ve Nur Şâkirdlerine lâyık bir tarzda ve hükümette suallerine karşı ma’nidar ve hakîkatlı cevablarını aldım ve dedim: İşte hüdhüdün müjde sözü doğru çıktı.

Nasılki “Asâ-yı Mûsa Risâlesi” tabiatta boğulanları dalâletten kurtarıyor ve bu zamanda herkese, hususan şüpheye ve inkâra düşenlere lâzımdır ve tiryakdır; öyle de: “Zülfikâr” ehl-i îmana ve ehl-i ilme ve bilhassa hâfızlara elzemdir. Her bir hâfız-ı Kur’ân, bu mecmûaya bu zamanda şiddetle ihtiyacı var. Kur’ânın kırk vecihle i’cazını beyan eden bu eser, her hâfızın elinde bulunmalı.

Şimdiye kadar hiç bir zaman tarih göstermiyor ki, Risâle-i Nur gibi, pek çok taifelere ve mesleklere hücum eden, bu derece, pek az ve hafif tenkidle kurtulmuş olsun. Hattâ yüz derece daha az zahmetle, yüz derece kudsi hizmet ve mücadele mukabilinde, küçük ve muvakkat ve netice itibariyle hayırlı bir iki hapis ve iki üç inâyetli ve fütuhatlı musîbet gördüler.

Umuma binler selâm ve muvaffakıyetlerine dua.

* * *

(126)

Kanaatim geliyor ki; bu sıralarda biz “Zülfikâr”ı ve “Asa-yı Mûsa”yı pek çok teksir etmeye mecbur olduğumuz hengâmda; ve temiz olmayan matbaacılar dahi çekinmeleri aynı zamanda bu acib makine kolayca elimize verilmesi, o iki mecmûanın makbuliyetine bir işâret-i gaybiye ve inâyet-i İlâhîyyenin bir harika ikramıdır ve Nurların kerâmetidir.

Səs yoxdur