Emirdağ Lâhikası | Mektup 248 | 335
(335-336)

Gerçi mübalâğa itibariyle hakîkata bir cihette muhaliftir. Fakat kimsesiz, garib ve düşmanları pek çok ve onun yardımcılarını kaçıracak çok esbab varken, insafsız çok mûterizlere karşı sırf yardımcılarının kuvve-i ma’nevîyelerini takviye etmek ve kaçmaktan kurtarmak ve mübalâğalı medhedenlerin şevklerini kırmamak için onların medihlerini Nura çevirip bütün bütün reddetmediği hâlde, onun bu kabir kapısındaki hizmet-i îmaniyesini dünya cihetine çevirmeğe çalışan ba’zı resmî me’murların ne derece kanundan, insaftan uzak düştükleri anlaşılır.


* * *

(248)

AFYON AĞIR CEZA MAHKEMESİ RİYASETİNE DİLEĞİM:

Bir ay evvel bize verilen kırk sahifelik iddiânâmeyi birisi yanıma gelip bana okumağa imkân bulamadığından, bugün on bir Haziranda yeni olarak iddianâmeyi bana okudular. Ben dinledim. Gördüm ki size yazdığım iki ay evvelki itiraznâme ve bir aya yakın evvelki itiraznâmenin tetimmesi ve lâhikası Ankara’nın altı makamatına ve makamınıza verilmiş. İşte bu itiraznâme o iddianâmeyi esasiyle kesiyor ve reddediyor. Yeniden iddianâmeye karşı itiraznâme yazmağa hiç lüzum görmüyorum. Yalnız iki üç noktayı makam-ı iddiaya hatırlatmak nev’inden derim ki; ben iddianâmeyi nazar-ı itibara alıp cevab vermediğimin sebebi, bizi beraat ettiren üç âdil mahkemenin haysiyetini kırmamak ve ihânet etmemek içindir. Çünkü, o mahkemeler, şimdi iddianâmedeki esasları tamamiyle inceden inceye tedkikten sonra bize beraat vermişler. Onların beraatini hiçe saymak, adliyenin şerefine ilişmektir.

İkinci Nokta: Makam-ı iddia, cerbezesiyle binler mesâil içinde bir iki mes’eleye hatırımıza gelmiyen ba’zı ma’naları vererek, hem ilmî Resail’deki o mesâiller ve Nur’un büyük mecmûaları Mısır Câmi-ül-Ezher ulemâsı ve Şâm-ı Şerîf büyük âlimleri ve Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’nin müdakkik hocaları ve Haleb ve hususan Diyânet Riyâsetinin muhakkik âlimleri onları görüp kemâl-i takdirle tahsin ve tasdik ettikleri hâlde, hocavârî ve âlimâne ba’zı ilmî itirazları bu iddianâmede hayretle ve taaccüble gördüm. Haydi ba’zı yanlışlarım bulunsa ve yüz binler âlimlerin görmedikleri veya ilişmedikleri iddianâmedeki yanlışlar hakîki olsa da bu bir suç olamaz, yalnız ilmî bir hata olabilir. Hem üç mahkeme bütün Risâle-i Nur’u ve bizleri beraat ettirdi.

Səs yoxdur