Emirdağ Lâhikası | Mektup 385 | 456
(456-459)
(385)

(Kardeşlerim!

Sizce münasib ise Başvekile ve dindar meb’uslara verilmek üzere ihtâra binaen yazdırılmış gâyet ehemmiyetli bir hakîkattır.)

Mukaddeme: Kırk seneye yakın siyaseti terkettiğimden ve ekser hayatım bir nevi inzivada geçtiğinden, hayat-ı içtimâîye ve siyasiyye ile meşgul olmadığımdan büyük bir tehlikeyi göremiyordum. Bugünlerde o tehlikenin hem millet-i İslâmiye’ye ve hem de bu memleket ve hükümet-i İslâmiye’ye büyük bir zarar vermeye zemin hazırlamakta olduğunu hissettim. Mecbûriyetle, İslâmiyet milliyeti ve hâkimiyyeti ve memleketin selâmeti için çalışan ehl-i siyaset ve cem’iyyet-i beşeriyeye hamiyet ile çalışanlar için bana ma’nevî bir ihtar edildiğinden “üç nokta”yı beyân edeceğim:

Birinci Nokta: Gazeteleri dinlemediğim halde bir-iki senedir “irtica ile ittiham” kelimesi mütemadiyen tekrar edildiğini işitiyordum. Eski Said kafasiyle dikkat ettim, kat’iyyen gördüm ki: Siyaseti dinsizliğe âlet yapan ve beşerdeki en dehşetli vahşet ve bedevîliğin bir kanun-u esasîsine irticaa çalışan ve hamiyet maskesini başına geçiren gizli İslâmiyet düşmanları, gaddarâne bir ittiham ile ehl-i İslâmiyet ve hamiyet-i diniye ve kuvvet-i îmaniye cihetiyle değil dini siyasete âlet yapmak, belki de siyaseti dine âlet ve tâbi yapmakla; tâ İslâmiyet’in kuvvet-i ma’nevîyesinden bu hükümet-i İslâmiye’yi tam kuvvetlendirmek ve dört yüz milyon hakîki kardeşi arkasında ihtiyat kuvveti bulundurmak ve bir kısım zâlim Avrupa’nın dilenciliğinden kurtulmak için çalışanlara pek haksız olarak “irtica” damgasını vurup onları memlekete zararlı tevehhüm etmeleri, yerden göğe kadar hadsiz bir haksızlıktır. Nümunelerinden birinci nümunesi, bu asrın dehşetli zulmüne karşı bir sed olarak İkinci Nokta’da beyân etmek zamanı geldi. Menşeleri iki kanun-u esasîye istinad eden iki irtica var:

Biri: Siyasî ve içtimâî ki, hakîki irtîcadır. Onun kanun-u esasîsi çok sû’-i isti’male ve zulme medâr olmuştur.

İkincisi: İrtica nâmı verilen hakîki bir terakki ve adâletin esasıdır.

Səs yoxdur