Emirdağ Lâhikası | Mektup 391 | 481
(481-482)
(391)


Aziz, Sıddık Kardeşlerim;

Evvelen: Seksen sene bir ma’nevî ömr-ü bâkî kazandıran şuhur-u selâsenizi ve mübârek kudsî gecelerinizi ve leyle-i reğaibinizi ve leyle-i mi’racınızı ve leyle-i berâtınızı ve leyle-i kadrinizi ruh u canımızla tebrik ve herbir Nurcu’nun ma’nevî kazançları ve duaları umum kardeşleri hakkında makbuliyetini rahmet-i İlâhîye’den rica ve hizmet-i Nuriye’de muvaffakıyetinizi tebrik ederiz.

Sâniyen: Tesemmüm vesilesiyle nisyan-ı mutlak hastalığının musîbeti, benim hakkımda bir ni’met ve merhamet hükmüne ve ba’zı hakâikın keşfine bir anahtar olduğunu bana çok acımamak için haber veriyorum. Fakat, yine duanızı ruh u canımla rica ediyorum.

Evet, şimdi Sirâcınnûr başındaki münâcâtı okudum. Ülfet ve âdet ve yeknesaklık perdeleri altında çok hârika hakîkatler gizleniyor gördüm. Bilhassa ehl-i gaflet ve ehl-i tabiat ve felsefenin dinsiz kısmı bu âdetullah kanunlarının perdesi altında çok mu’cizat-ı kudret-i İlâhîye’yi görmeyip; dağ gibi bir hakîkatı, zerre gibi bir âdi esbaba isnad eder, yükletir. Kadir-i Mutlak’ın, her şeydeki marifet yolunu sed eder. Ondaki ni’metleri kör olup görmiyerek, şükür ve hamd kapısını kapıyorlar.

Səs yoxdur