Emirdağ Lâhikası | Mektup 216 - 217 | 267
(267-267)

İşte bu sebebler içindir ki; ben onun dostluğunu bırakıp, onun yerinde, ehemmiyetli bir zamanda içinde bulunduğum ve tesirli hizmet ettiğim o ordunun dostluğunu aldım ve binler derece daha ehemmiyetli şerefini muhafazaya Risâle-i Nur ile çalıştım.

Emirdağında
SAİD NURSÎ


* * *

(216)

Yirmi senede kaç vilâyetin zâbıtaları kıyafetime ilişmedi. Yalnız yirmi beş sene evvel Ankara Valisi Nevzad Bey, cebren kıyafetime ilişmek istedi; hem muvaffak olamadı, hem kendi kendini intihar etmekle tokadını yedi. Hem Afyon Valisinin büyük me’muru, cebren kıyafetime emir vermesine mukabil, Emirdağı’nın küçük bir adliye me’muru ona mukabele edip “Kanun haricinde hiçbir şey yapamayız.” demiş, kanun-perestliğini göstermiş. Hem buranın kaymakamı evham etmeyip, bana zulmetmediği için, o vicdanlı zâtın tebdiline çalıştılar. Hem câmiye, cumaya gitmeye beni men’eden merdümgirizlik hastalığı ile beraber, maddî birkaç hastalığa binaen, bir hafta rapor verip beni ifademi almaya sevketmemek için, doktorluk kanunu ile amel ettiğime binaen, ta Afyon’dan iki doktor gönderip onun raporunu bozmak, onu da mahkemeye vermek derecesinde keyfî kanunlara ma’rûz olmuşuz.

* * *

(217)

(ADLİYENİN ŞAHS-I MA’NEVÎSİNE VE DÂHİLİYE VEKİLİNE BERA-YI MA’LÛMAT TAKDİM EDİLEN VE EMİRDAĞI’NDAKİ İSTİNTAKTA VERDİĞİM İFADENİN HÂŞİYE VE LÂHİKASIDIR.)

Bu yirmi beş senedenberi hiç bir gazeteyi okumayıp, dinlemeyip, dünkü gün, bana hizmet eden bir adam, gazetenin bir parçasını bana okudu. İçinde, Ankara maarif dâiresi (iki milyon zararla), hem yine Ankara’da otomobil garajı binası, aynı vakitte İzmir’de ehemmiyetli fabrika, hem aynı vakitte Adada büyük bir binanın tamamen yandığını işittiğim vakit,

Səs yoxdur