Kastamonu Lahikası | Mektup 7 | 16
(15-16)

Baktım, Risâlet-i Ahmediye’nin (A.S.M.) Mu’cize-i Kur’âniye’sinde tekraratının çok güzel hikmetleri, tam tefsiri olan Risâlet-in-Nur’da tamamıyla tezahür etmiş. O tekrarat, o hikmetler için tam yerinde ve münâsib ve lâzım olmuş.

Hem Lütfü, hem Abdurrahman, hem Hâfız Ali hükmünde Küçük Ali sizin nâmınıza da Yirmi dokuzuncu Lem’a-i Arabiye’nin tefsiri ve tercümesini istemiş. Benim şimdi onun ile meşgul olmaya ne vaktim var, ve ne de halim müsaade eder. İnşâallah ileride Risâle-i Nur’un başka bir şâkirdi o vazifeyi yapacak.

Hem Yirminci Mektub ile Otuz ikinci Söz bir derece o Lem’ayı îzah ederler. Hazret-i Ali (R.A.) iki def’a


sırrıyla, perde altında gizli parlamasına işareti bizi ihtiyata sevk ve emreder.

Bir mes’eleye gâyet kısacık bir remz ile, zekâvetinize fehmini havale ediyorum.

Sual: Yerin korkudan titremesi ve hiddeti neden Rus’a gelmiyor ve yalnız...?

Cevab: Çünki nesholup tahrif olmuş bir dine karşı, dinsizlik ile ihânet başkadır. Ve hak ve ebedî bir dine karşı ihânet ise yeri titretiyor, kızdırıyor.

Mukaddeme-i Haşriye’nin Makamatını istiyorsunuz. Şimdiki vaziyetîm hiçbir vecihle müsaade etmediği gibi, haşre dâir yazılan hakîkatlar, bürhanlar umuma nisbeten ihtiyaca tam kâfi olduğundan, çabuk yazmasına ma’nen icbar edilmiyorum. Bir parça te’hir edildi ve ta’cil edilmedi. Hem ben, burada kayıdlar altındayım.


* * *
Səs yoxdur