Kastamonu Lahikası | Mektup 95 | 142
(140-142)

Evet bu asırda, bir-iki mektubda beyan edildiği gibi, o derece hayat-ı dünyeviye damarına dokunmuş ve yaralamış ve heyecana getirmiş ki; mübârek ve ihtiyâr ve hoca ve ehl-i salâhât olan bir zât dahi, dünyada bir nevi hayat-ı uhreviye ezvâkını istiyor; birinci derecede, zevk-i hayat onda hükmediyor.

Dördüncüsü: Bizimle alâkadar bir zât, pek çokların şekva ettikleri gibi; eskiden şiddetli bir tarîkatta okuduğu evrâdındaki zevk ve şevkini kaybettiğini ve sıkıntı ve uyku galebe ettiğini müteessifane şekva etti.

Ona dedik: Maddî hava bozulduğu vakit nasılki sıkıntı veriyor, asabî sînelerde inkıbaz hali başlıyor; öyle de, ba’zan ma’nevî hava bozuluyor. Husûsan ma’nevîyattan yabanileşmiş bu asırda ve bilhassa hevesât ve müştehiyat-ı nefsaniyeyi taammüm etmiş memleketlerde ve husûsan şuhûr-u muharreme ve şuhûr-u mübârekede ma’nevî havayı tasfiye eden âlem-i İslâmın intibah ve teveccüh-ü umumîsi, o mübârek şuhûrun gitmesiyle tevakkuf etmesinden fırsat bulup havayı bozan dalâletlerin te’sirleri zamanında ve bilhassa kış tazyikatı altında, bir derece hayat-ı dünyeviye ve hevesât-ı nefsaniyenin tasallutlarının noksaniyetinden, ehl-i İslâm ve ehl-i îmânda, hayat-ı uhreviyeye çalışmak iştiyakı, baharın gelmesiyle hayat-ı dünyeviyenin ve hevesât-ı nefsaniyenin inkişafıyla o iştiyak-ı uhreviyeyi gizlemesi ânında elbette böyle kudsî evrâdlarda zevk, şevk yerinde esnemek ve fütûr gelir.

Fakat madem


sırrıyla; meşakkatli, külfetli, zevksiz, sıkıntılı a’mal-i sâliha ve umûr-u hayriye daha kıymetli, daha sevablıdır; o sıkıntıda, o meşakkatteki ziyâde sevabı ve makbuliyeti düşünüp, sabır içinde mesrûrane şükretmek gerektir.

Beşincisi: Risâle-i Nur’un bir talebesi, Risâle-i Nur’a çalışamadığının bir sebebi, derd-i mâişetin ziyâdeleşmesi olduğunu söyledi. Biz de ona dedik: Risâle-i Nur’a çalışmadığın için derd-i mâişet sana şiddetlendi. Çünki bu havalide her talebe itiraf ediyor ve ben de ediyorum ki: Risale-i Nur’a çalıştıkça, yaşamakta kolaylık ve kalbde ferahlık ve mâişette sühulet görüyoruz.

Səs yoxdur