Kastamonu Lahikası | Mektup 117 | 176
(174-176)

Amma benim gibi ehemmiyetsiz bir adamın elinde böyle ehemmiyetli bir eserin zuhur etmesini istiğrab ve istib’ad edip i’tirâz eden zât, eğer buğday tanesi kadar çam çekirdeğinden dağ gibi çam ağacını halkeylemek azamet ve kudret-i İlâhiyeye delil olduğunu düşünse, elbette bizim gibi acz-i mutlak ve fakr-ı mutlakta ve böyle ihtiyac-ı şedid zamanında böyle bir eserin zuhuru, vüs’at-i rahmet-i İlâhiyeye delildir demeye mecbur olur.

Ben sizi ve mu’terizleri Risâle-i Nur’un şeref ve haysiyetiyle te’min ediyorum ki: Bu işaretler ve evliyanın îmalı haberleri, remizleri, beni dâima şükre ve hamde ve kusurlarımdan istiğfara sevketmiş. Hiçbir vakitte hiçbir dakika nefs-i emmâreme medâr-ı fahr ve gurur olacak bir enâniyet ve benlik vermediğini, size bu yirmi sene hayatımın göz önünde tereşşuhatıyla isbat ediyorum.

Evet bu hakîkatla beraber insan kusurlardan, nisyandan, sehivden hâlî değil. Benim bilmediğim çok kusurlarım var. Belki de fikrim karışmış, risâlelerde hatalar da olmuş. Fakat Kur’an’ın hurûfât-ı kudsiyesinin yerine beşerin tercümesini ikame perdesi altında, noksan huruflarla yeni hat altında tahrifkârane ehl-i dalâletin te’vilât-ı fasideleri âyâtın sarahatını incitmelerine bakmıyor gibi; bîçâre mazlum bir adamın kardeşlerinin îmânını kuvvetleştirmek için bir nükte-i i’caziyeyi beyan ettiği için hizmet-i îmâniyesine fütûr verecek derecede i’tirâz, elbette değil öyle zâtlar, belki zerre mikdar insafı bulunan i’tirâz edemez.

Benim şahsım için mu’cîb-i hayrettir ki: O i’tirâz eden zât, benim silsile-i ilimde en mühim üstadım olan Şeyh Fehim’in (K.S.) bir tilmizi ve en ziyâde merbut olduğum Îmâm-ı Rabbânî’nin (R.A.) bir talebesi olduğu halde; herkesten ziyâde, kusurlarıma, eski karışık hayatlarıma, taşkınlıklarıma bakmayarak bütün kuvvetiyle imdadıma koşmak lâzım iken; maatteessüf ondan tereşşuh eden bir i’tirâz, bazı zaîf arkadaşlarımıza fütûr ve ehl-i dalâlete bir sened hükmüne geçtiğini çok teessüfle işittik.

O ihtiyâr zâttan, çabuk bu sû’-i tefehhümü izâle etmek için tamire çalışmasını; hem duasıyla, hem te’sirli nasîhatıyla yardımını bekleriz. Bunu da ilâveten beyan ediyorum:

Səs yoxdur