Kastamonu Lahikası | Mektup 177 | 285
(285-287)



(177)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Sizin mi’racınızı tebrik ve Mi’rac Sâhibi’nin (A.S.M.) sünnet-i seniyesine sizi ve bizi tam muvaffak eylemesine rahmet-i İlâhiyeden niyâz ediyoruz. Size, bu bir-iki gün zarfında nazar-ı dikkati celbeden bir-iki küçük mes’eleyi yazıyorum:

Evvelâ: Risâle-i Nur şâkirdlerinin bir kısmı bekâr kalmaklığın çok sebeblerinden bir sebebini gösteren bir hâdise: Bugünlerde, gençlik darbesini yiyen ve bekâr kalan ve teselli bulmak için Risâle-i Nur ile alâkadarlığa çalışan ve mühim bir mektebde ders almağa meşgul ve ehemmiyetli bir adamın kerimesi bulunan hanıma, icmâlen bir hakîkat söyledim. Belki o havalide bazılara fâidesi var diye yazıyorum.

Dedim ki: Madem gençlik darbesini yedin, bir vazife-i fıtriye olan tenâsül kanununa daha girme. Çünki o vazifenin mukabilinde ücret olarak erkeğin aldığı muvakkat lezzet ve keyf bir derece bidâyette kâfi geliyor. Fakat bîçâre kadın, o vazife-i fıtriyede bir sene ağır yükü çekmeye ve bir-iki sene veledin meşakkatine, beslemesine ve açık-saçıklık sebebiyle kocasının nazarında sadâkatsızlık ittihamı ve kocasının da gözü dışarıda olmak ihtimali ve ona samîmî merhamet etmemesi cihetiyle, dâimî sıkıntılara ve vicdanî azablara mukabil; izdivacda aldığı muvakkat bir keyf ve lezzet, bu bozuk zamanda ona o vazifeye mukabil yüzden birisine mukabil gelemiyor. Ve bilhassa küfüvv-ü şer’î ta’bir edilen, birbirine seciyeten ve diyâneten liyakat bulunmadığından daha ziyâde azab çektirir. Ve bilhassa terbiye-i İslâmiye haricinde, müslüman nâmı altında olanlar, îmândan gelen hürmet ve merhamet-i mütekabileyi bulamadıklarından bütün bütün saadet-i hayatiyeyi mahvediyor, Cehennem âzabını çektiriyor.

Səs yoxdur