Emirdağ Lâhikası | Mektup 1 | 3
(3-3)
(1)


EMİRDAĞI’NDAKİ KARDEŞLERİME!

Benim hakkımda evham edenlere deyiniz ki; bizim hizmet ettiğimiz bu adamın yirmi senelik hayatının bütün mahrem ve gayr-ı mahrem mektublarını, kitablarını ve esrârını hükümet şiddetli taharriyatla elde etti. Dokuz ay hem Isparta, hem Denizli, hem Ankara adliyeleri tedkikten sonra, bir tek gün cezayı, bir tek talebesine vermeğe mucib bir madde, beş sandık kitablarında ve evraklarında bulunmadı ki; hem Ankara Ehl-i Vukufu, hem Denizli Mahkemesi ittifakla beraatine karar verdiler.

Hem, bu zarurî işlerini ihtiyarlığına hürmeten gördüğümüz adam, mahkemece dâva etmiş ve bütün hazır arkadaşlarını şahid gösterip, tasdik ettirmiş ki, yirmi senedir hiçbir gazeteyi ve siyasî eserleri ne okumuş ve ne sormuş, ne bahsetmiş; ve on senedir hükümetin iki reisinden ve bir vâli ve bir meb’usundan başka hiçbir erkânı ve büyük memurlarını bilmiyor ve tanımıyor ve tanımağa merak etmemiş. Ve üç senedir Harb-i Umumiyi ne sormuş, ne bilmiş, ne merak etmiş, ne radyo dinlemiş... Ve intişar eden yüz otuz te’lifatından, yirmi sene zarfında yüz bin adamın dikkatle okudukları halde ne idareye, ne âsâyişe, ne vatana, ne millete hiçbir zararı hükümet görmemiş; beş vilâyetlerin dikkatli zabıtaları ve taharri memurları kaydedememiş ve mahkemesiyle iştigal eden üç vilâyetin ve merkez-i hükümetin dört adliyelerinin ağır ceza mahkemeleri bulmamış ki, tahliyelerine mecbûr oldular. Eğer bu adamın dünya iştihası ve siyasete meyli olsaydı, hiç imkânı varmı ki, bin tereşşuhatı ve emâreleri bulunmasın! Halbuki mahkeme safahatında hiçbir emâre bulamadılar ki, muannid bir müdde-i umumi mecbûr olup vukuat yerinde imkânatı isti’mal ederek mükerreren iddianamesinde “yapabilir” demiş ve “yapmış” dememiş. “Yapabilir” nerede? Yapmış nerede? Hattâ mahkemede Said ona demiş: “Herkes bir katli yapabilir. Bu iddianızla herkesi ve sizi mahkemeye vermek lâzım geliyor.”

Səs yoxdur