Emirdağ Lâhikası | Mektup 295 | 366
(366-366)

— “Ben âhiret diyarına göçmek ve huzur-u Resûlûllah’a varmak istiyorum. Bana bir pasaport lâzımdır. Ben îmanıma muhalif hareket edemem.”

Buna karşı kimse sesini çıkarmıyor, neticeyi bekliyor. İsticvab bitiyor. Rus çarını ve Rus ordusunu tahkir maddesinden îdam kararını veriyorlar. Kararı infaz için gelen bir manga askerin başındaki subaya kemâl-i şetâretle: “Müsâade ediniz, on beş dakika vazifemi ifa edeyim.” diye abdest alıp iki rek’at namaz kılarken, Nikola Nikolaviç geliyor, kendisine hitaben:

— “Beni affediniz! Sizin beni tahkir için bu hareketi yaptığınızı zannediyordum. Hakkınızda kanunî muâmele yaptım. Fakat şimdi anlıyorum ki, siz bu hareketinizi îmanınızdan alıyorsunuz ve mukaddesatın emirlerini îfa ediyorsunuz. Hükmünüz iptal edilmiş, dinî salâhatinizden (sâlihliğinizden) dolayı şâyân-ı takdirsiniz; sizi rahatsız ettim; tekrar tekrar rica ediyorum beni affediniz.”

Bütün Müslümanlar için şâyân-ı misâl olan bu salâbet-i dîniye ve yüksek seciyeyi, arkadaşlarından bir yüzbaşı, müşahedesine müsteniden anlatıyordu. Bunu duydukça, ihtiyarsız olarak gözlerim yaşla doldu.

Abdurrahim


Gazetenin bu fıkrasının yazılmasını Üstadımız emretmedikleri hâlde, hem çok merakâver, hem çok ibret, hem çok heyecan verici olmasından buraya yazılmıştır.

Husrev


* * *

(295)

Kardeşlerim!

Hem benim iştahım kesildiği, hem hediye bana dokunduğu için benim hisseme düşen üç parça yağ ve bir sepet üzüm ve bir kise elma ve iki paket çay ve şekeri size gönderdim. Ben sizlere teberrük verecektim. Fakat sordum, sizinki de var. Hem ben onların fiatiyle yoğurt, yumurta, ekmek gibi şeyleri alacağım, tâ Medreset-üz-Zehra benden gücenmesin, “Teberrükümü yemedi.” Hem muhtaca, hem bir parça ucuz, hem lâyıklara satınız ki; iki cihetle Medreset-üz-Zehra ve şubelerinin hediyeleri tam mübârek, hem bana, hem alanlara ilâçlı bir teberrük olsun. Husrev nezaretçi ve Ceylân, Hıfzı satıcı olsun.

Said Nursî


* * *
Səs yoxdur