Emirdağ Lâhikası | Mektup 334 | 398
(398-398)

Sâlisen: Zülfikar’daki mevzuubahs iki âyetin tefsirinden bin misli bir muhalefetle halen matbuatda eski hükümete hücumlar yapılıyor ki, şimdi o âyetlerin tefsiri zerre mikdar bir suç olamıyor. Bundan da anlaşılıyor ki, bu muameleler Halk Partisi hesabına yapılmakta devam edilen keyfî işlerdir ve Halk Partililerin “Saltanat Demokratlarda ise, hüküm ve icraat ve iktidar bizdedir” diye olan iddia ve vehimlerinin bir nümunesidir.

Emirdağ Nur talebeleri nâmına
Mehmed, İbrahim, Ziya vesaire...


* * *

(334)

Reis-i Cumhur’a, Heyet-i Vekile’ye, Başbakanlığa, Adliye Bakanlığı Yüksek Katına, Diyânet Riyaseti’ne

Ankara


Hakîki adâlet ve hürriyet için çalışan zâtlara birkaç nokta beyan ediyorum:

Birinci Nokta: Hem Denizli Mahkemesi, hem Ankara Ağırceza Mahkemesi, bütün Risâle-i Nur eczalarını tedkik edip ve ehl-i vukufun da iştirakiyle beraatlerine ve sahiblerine iade etmesine bir mahzur olmadığına karar verip Said’i arkadaşlarıyla beraat ve tahliye ederek, iki sene ellerde ve mahkemelerde kalan Nur Risâlelerinin tamamiyle Said’e ve arkadaşlarına iade edildiği ve aynı kararı Mahkeme-i Temyiz kaziyye-i muhkeme haline getirip tasdik ettiği halde; şimdi Afyon’un, Said’in şahsına karşı iki garazkârın aynı kitabları, hem gâyet antika mu’cizatlı yazılı Kur’ânını, bütün bütün hilaf-ı kanun olarak müsadere edip Said ve arkadaşlarına verdiği asılsız hükmünü yine aynı Mahkeme-i Temyiz bozduğu ve şimdi vatan ve milleti eski partinin garazkârane istibdadından kurtaran hamiyetkâr, vatanperver ba’zı Demokrat liderleri kemâl-i istihsan ile o risâleleri kabul edip sahip oldukları halde, üç senedir hiç sebebsiz binler lira bizim gibi fukaraya zarar vermek, üç def’a beraet etmiş bir mahkemeyi üç sene uzatıp -acib bir zulüm içinde şahsî bir garazkârlık vardır ki- yirmi ay tecrid-i mutlakta hizmetçisiyle temas ettirmediler. Tahliyeden sonra iki polis kapısında bıraktılar. Hem o gâyet müttaki Nur şâkirdlerini kasden sebebsiz sırf takvalarına ihânet için, mağrib namazının vaktinde muhakeme edip namazlarını kazaya bırakarak acib bir zulmetmişler. Hem bütün bu Risâle-i Nur eserlerini bir def’a da Isparta, tamamen müsadere edip tedkikten sonra tekrar aynen iade etmiş.

Səs yoxdur