Emirdağ Lâhikası | Mektup 344 | 409
(409-409)

Fakat kitablarımızı mahkemeden almadığımızdan burada bekliyorum. Kur’ânımızı ve ba’zı mecmûalarımızı tab’ zamanında orada bulunmak istiyorum. Fakat şimdi burada çok lüzumlu işler olduğundan gidemiyorum, gücenmesin. Eğer o orada olmasa idi, benim gitmem lâzımdı. Fakat o, bana ihtiyaç bırakmıyor. Allah râzı olsun, hizmet-i Nuriyede onu muvaffak etsin.

Haleb’te İhvan-ı Müslimîn azasının bana yazdığı tebriğe mukabil onu ve İhvan-ı Müslimîn’i rûh u canımızla tebrik edip “Binler bârekâllah!” deriz ki, ittihad-ı İslâm’ın Anadolu’da Nurcular -ki eski İttihad-ı Muhammedî’nin halefleri hükmünde- ve Arabistan’da İhvan-ı Müslimîn ile beraber hakîki kardeş olan Hizb-ül Kur’ânî ve İttihad-ı İslâm cem’iyet-i kudsiyesi dâiresinde çok saflardan iki mütevafık ve müterafık saf teşkil etmeleriyle ve Risâle-i Nur ile ciddî alâkadar ve bir kısmını Arabîye tercüme edip neşretmek niyetleri, bizleri pek ziyâde memnun ve minnetdar eyledi. Benim bedelime, İhvan-ı Müslimîn Cem’iyeti nâmına bana tebrik yazana, cevab verirsiniz. O taraftaki Nur şâkirdlerine ve Nur eczalarına himayetkârane alâkadar olsunlar.

Sâlisen: Atâbey’li metin ve ciddî bir kardeşimiz Abdullah Çavuş’un yazdığı mektubu tasdik ediyorum. Kırk sene evvel hadîslere verdiğim ma’nanın yeniden bu zamanda te’vili görünüyor. Muannidler dahi itiraf etmeye mecbûr oluyorlar. Ve istibdad-ı mutlakın cehennemî azabını dünyada da çekmeleri, Siracünnur’un Beşinci Şua’ı ile haberleri, zaman tasdik ediyor. Hem Samsun’lu İhsan’ın samimî mektubu gösteriyor ki; buraya gelen tam bir takım Nur eczalarını kendine alan Samsun’un bir meb’usu, o havalide nurlu bir uyanmak ve intibaha vesile olmuş ki böyle İhsan’lar yetişiyor. İhsan’ı o zât ile beraber dualarımıza dâhil ediyoruz.

Râbian: Yirmi Dokuzuncu Söz’ün kerâmet-i elifiyyesi hakîkaten hârika olduğu gibi, makine ile bu tarzda bu kadar güzel çıkması yazanın da bir hârikasıdır. Umuma selâmlar.


Hasta ve memnun kardeşiniz
Said Nursî


* * *
Səs yoxdur