Emirdağ Lâhikası | Mektup 357 | 420
(420-420)

Merak edilecek birşey değildir. Medreset-üz-Zehra erkânlarının hârika ve müessir ve âlem-i İslâm’a menfaatli hizmet-i Nuriyelerini bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Umum kardeşlerimize ve hemşirelerimize binler selâm eder, dua eder ve dualarınızı istiyorum.



Kardeşiniz
Said Nursî


* * *

(357)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelâ: Mübârekler köyünden Ali ile Hacı Süleyman ve Dinar tarafından Abdurrahman ve Himmet ve daha evvel gelen ehemmiyetli bir Nurcu hemşehrisi yanıma geldiler. Cenâb-ı Hakk’a çok şükürler ediyorum ki, Mübârekler Köyü (Kuleönü)nde eskisi gibi Nurlara şiddetli alâkalarını muhafaza ediyorlar. Ve onların sadakat ve ihlâslarının bir kerâmetidir ki: Kendime mahsus on mecmûa kitablarımı lüzumuna binaen Ankara’ya gönderdiğim ve çok ehemmiyetli ve uzak yerlerden benden kitabları istedikleri aynı zamanda Kuleönü mübârekleri kendilerine mahsus Nur mecmûalarını, gönderdiğim mikdarın aynı olarak Medreset-üz-Zehra’nın bir hediyesi olarak bana getirdiler. Hususan Birinci Abdurrahman olan Büyük Mustafa’nın kendi el yazısı olan bütün Mektubat ve Lâhika’yı içinde buldum. Cenâb-ı Hak o kitabların harfleri adedince her birisine mukabil bin rahmet ihsan etsin. Âmin.

Sâniyen: On bir ay Husrev’in istirahatına fevkalâde hâlîsane hapiste hizmet eden ve müdafaatında gâyet güzel mukabele eden Nur’un küçük kahramanlarından Mustafa, dünkü gün benim yanıma geldi, dedi: “Ben, ağabeyim Husrev’in yanına ziyaretine gideceğim.” Dedim: Gerçi hem senin, hem onun hakkınızdır bu ziyaret. Fakat bugün dört talebe geldiler, Isparta’ya gittiler, o cihette ihtiyaç kalmadı. Sen de Risâle-i Nur hesabına mühim bir köyde imam olduğun için, o hizmet de benim şahsî hizmetimden daha ziyâde Nurlara faidesi olduğu gibi, Husrev’in ziyaretinden şimdilik daha kıymetdar olabilir. Eğer o köyde hizmet-i Nuriye olmasaydı, Mustafa gibi hâlis ve fedakâr hizmetkâra ihtiyacım vardı. Öyle ise, şimdilik ziyareti te’hir et.

Səs yoxdur